İnsanlık tarihindeki ilk portre örnekleri Fayyum Portreleri ...
Yalnızca Mısır medeniyetinde değil dünya tarihinde özel bir yere sahip olan portreler mumyaların konulduğu sandukaların baş kısmına yerleştirilmiş ahşap panolardır. Sandukalar içindeki ölüm maddi dünyada her şeyi eşitliyor gibi görünse de dışında kullanılan değerli malzemeler ve yalnızca toplumun soyluları için hazırlanması sınıfsal farklılıkları işaret eder. ÖLÜM bile sınıfsal fark gözetmektedir.
Öldükten sonra ruhun bedenini bulmak için arayış içine gireceğine inanan Mısırlı sanatçılar, kişinin görünüşünü olabildiği kadar gerçeğe yakın tasvir etmeyi amaç edinmiştir. Mumyalanan kişi sargılara sarıldıktan sonra insan biçiminde bir sandukaya tıpkı hayatta olduğu gibi dikine yerleştirilir. Genellikle kişinin başı ve göğsünün cepheden tasvir edildiği portreler dönemin yaşam tercihlerini belgeler niteliktedir. Kadınlar değerli mücevherleri ile erkekler ise sade kıyafetleri ile betimlenir. Portrelerin en belirgin noktaları izleyiciyi kendine çeken iri gözleridir. Her biri birbirinden farklı kişilere ait portrelerde ortak nokta kişilerin ifadeleridir...
KEDER...
Portreleri betimlenen kişiler şehrin soylularıdır. Öldükten sonra sanatçılar portreleri genel olarak 30-40’lı yaşlarında resmeder. Sanatçılar portrelerde kullandıkları ortak ifade ile kişileri dünyevi varlıklarından arındırır. Binlerce yıl önceden bize bakan ölüler, bizleri dünyanın ön yargıları ile yargılamaz. Güzellik, estetik, iyi, kötü gibi hiçbir dünyevi kaygı taşımazlar. Giysileri olabildiği kadar sadedir. Çünkü artık ölüm gelmiş giysinin bir önemi kalmamıştır. Hayatlarında kazandıkları statülerden arındırılmış bir biçimde poz verirler. Tüm dünyevi gösterişlerden arındırılmışlardır.
Genellikle insanın başını veya baş ve üst göğsü tam ya da dörtte üç oranında cepheden tasvir eden bu porteler dönemin modası hakkında bilgilendirici nitelik taşıyor.
Saç şekilleri, kıyafetler Roma modasını yansıtıyordu. Kadın portreleri genellikle yine Roma tarzını gözler önüne serer biçimdeki mücevherleriyle resmediliyordu. Bu mücevherler altın, zümrüt, akik, lal, ametis ve inci gibi değerli maden ve taşlardan meydana geliyordu. Saç şekillerini çoğunlukla kalın bukleler ve gevşek topuzlar oluşturuyordu.
Erkek portrelerinde kısa sakala eşlik eden kıvırcık saçlar dikkat çekici unsurlardandı. Erkek portrelerinde tasvir edilen kıyafetler kadınlarınkine nazaran renksizdi. Hem kadın hem de erkek portreler zaman zaman başlarında ölümsüzlüğü simgeleyen defne yaprağı şeklinde altın bir çelenk taç ile resmediliyordu. Bazı erkek portre örneklerinde çeşitli silah betimlemeleri bulunuyordu, bu da bizlere o kişilerin asker olabilecekleri ile ilgili ipucu veriyor.
Aralarında bulunan tüm bu farklılık katan unsurlara rağmen portrelerin ifade açısından birbirlerine çok benzediği görülüyor. Kalıplaşmış tek bir yüz formu kullanılıyor ve ifadede genellikle üzgün bir hava hakim. Bütünüyle natüralist bir betimleme var fakat portrelerde yalnızca gözler, yüze oranla büyük betimlenmiş ve yalnızca bu durum doğallığın dışına çıkan bir unsur. Ancak bu durum aynı zamanda portrenin etkileyiciliğini artıran unsurlardan da biri.
Portre tasvirlerindeki bu gerçekçi betimlemeler sanatçının anatomi bilgisi olduğunu gözler önüne sermekle birlikte, ışık ve gölgenin başarılı bir şekilde işlenişi yine sanatçının yetenek seviyesi hakkında bilgi veriyor.
Kaynak: mitologoscom
Yorumlar
Çok gerçekçi
Çok etkileyiciler
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız