Sedlec Kasabası baş rahibi Heinrich, kutsal topraklara ziyareti sırasında Golgotha tepesinden ‘Kutsal Emanet’ olarak yanında bir avuç toprak alarak döner. Görevli olduğu manastırın şapeline yerleştirdiği toprağın hikayesi hızla halk arasında kulaktan kulağa yayılır. Kilise rahibin düzenlediği ritüel ile bir anda kutsal toprakların bir parçası olur.
Tabii duyan herkes kiliseye gömülmek ister. Ama öncelikle zengin kesim kiliseye gömülmek için izdiham yaratır. Yaşlananlar son günlerini geçirmek için kente yerleşir. Kiliseye 1318 yılına kadar 30 bini aşkın insan gömülür.
Büyük veba salgınından sonra yeni bedenleri gömecek alan kalmaz. Kör bir keşiş tarafından yerleştirilen kemikler, 1870 yılında yeniden düzenlenir.
Ahşap ustası Frantisek Rint, insan kemikleri ile kilisenin dekorasyonuna başlar. İşinin ehli usta, kemiklerle kilisenin tüm mimari ögelerini baştan yaratır.
Zamanında kutsallık ile çılgınca kiliseye gömülmek isteyen insanlar sonrasında kilisenin kendisi olurlar.
Yani diyeceğimiz şu ki:
Hangi inançta olduğu fark etmez. Asıl olan inançlıların ritüellerini içselleştirmesidir. Gerisi de tapınak duvarlarında bir sütundur…
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız