Aşk hepimizin hayatının bir parçası. Gencinden yaşlısına herkes en az bir kez bir aşka tutulur. Eğer bir kere aşka düştüyseniz acısına da yenilmişsiniz demektir. Aşk şimdinin ürünü değil. Adem ve Havva’dan bu yana aşk geldi cihana.

Osmanlı döneminde Edirne’de yaşayan bir genç de karasevdaya yakalanır. II. Bayezid döneminde yapılan akıl ve ruh hastalıkları şifahanesine yatırılır. Bu şifahane müzik ve su sesi, güzel koku ve ilaçlarla tedavilerin yapıldığı bir şifahane.

Ne kadar güzel bir şifa yöntemi değil mi? Müzik, su sesi ve güzel koku. Okurken bile huzur verdi. Şifa olacağına da hiç şüphem yok benim…

Neyse konumuza geri dönelim. Bu şifahaneye yatırılan genç, uygulanan hiçbir tedavi yöntemine cevap vermez ve iyileşmez. Hiçbir şekilde konuşmayan, yiyip içmeyen genç, doktorlara da hastalığına dair hiçbir ipucu vermez. Böyle durumlarda deneyimli bir doktor devreye girerek teşhis için değişik bir yönteme başvurur. Genci karşısına alır ve derdin nedir, aşamadığın bir derdin mi var, birine mi aşıksın, kavuşamadığın mı var diye sorar. Ama bizim genç bu sorularında hiçbirine cevap vermez.

Deneyimli hekim son çare delikanlıyı yatağa yatırır, nabzına bakar. Gencin nabzını tutan hekim, Edirne'deki tüm mahallelerin adlarını saymaya başlar. Sıra bir mahallenin adına geldiğinde gencin nabzı hızlanmaya başlar. Hekim mahallenin muhtarını çağırı ve ondan da mahallenin sokaklarını saymasını ister. Sıra yine bir sokağın adına geldiğinde gencin nabzı daha da hızlanır. Hekim muhtardan bu defa da o sokakta yaşayan genç kızların isimlerini saymasını ister.

Bir isme sıra geldiğinde gencin kalbi perişan ve uçacak kadar hızlı atar. Bunun üzerine hekim delikanlının ailesini çağırarak “Gencin dermanı bu kızdır, gidin kızı babasından isteyin” der.

 

Bu nasıl dahiyane bir deva olmaktır? Çok etkileyici değil mi?

KARASEVDALILARA İBN-İ SİNA’DAN TAVSİYELER

Mal-i Hülya yani kara sevda olarak adlandırılan bu hastalığın tedavisi, yukardaki gibi hatta daha fazlasıyla İbn-i Sina'nın eserlerinde de anlatılır.

1.Sanrılardan kurtulun.

İbn Sina'nın reçetesine göre karasevdaya tutulan kişi, maşuğunun her bakımdan mükemmel olduğuna, hiçbir konuda eksiği olmadığına ve onunla bir hayatın her yönüyle harika olacağına inanır. Oysa gerçek durum bu değildir. İbni Sina karasevdaya tutulan kişiye bu yönde nasihat verilmesini söyler.

 

2.Her gün hamama gidin, duş alın.

Karasevdaya tutulan bahtsız aşığın her gün hamama gidip yıkanmasını, bedeninin suyla buluşmasının karasevdanın yangınını bir miktar dindireceğini söyler.

 

3.Nasıl bulursunuz bilmiyoruz, ama anne sütü için.

Bulamayacak olmanız çok muhtemel. Bu yüzden anne sütüne en yakın olan keçi sütünü tercih edebilirsiniz.

 

4.Tavuk eti yiyin.

 

5.Menekşe, badem, kabak ve haşhaş yağı koklayın ve sürün.

6.Sulu yiyeceklerle beslenin, bol bol su için.

İbni Sina karasevda reçetesinde aşktan uykusuzluk, hüzün, sayıklama meydana geldiğinde kişinin aklını kaybetme tehlikesi olduğunu, bu yüzden çorba ve benzeri sulu yiyeceklerle bedenin nemlendirilmesini tavsiye ediyor.

 

7.Ispanak ve yeşil renkli sebzelerle yapılan yemekleri yiyin.

Kadim Tıp'ta hastalıkların tedavisinde neyin yendiği önemlidir. Hastalıkların vücudun bazı dengelerini bozduğunu, bunun yeniden düzenlenmesi için bazı yemeklere ağırlık verilmesi gerektiği düşünülür.

 

8.Ballı helva yiyin.

İbni Sina kitabında un ve baldan yapılan faludec isimli bir tatlıyı aşk acısı çekenler için öneriyor. Faludec’in nasıl yapıldığını bilmeyenler, un ve balın aynı anda bulunduğu ve Türk mutfağında da yer alan ballı helva tatlısını tercih edebilir.