Her gün illaki bir şeyler yapmak için seçim yaparız. Hatta yapmak zorundayız. Yaptığımız seçimler bizi cahilliğin mutluluğunda bırakırken, bazıları hakikatin çölüne götürür. Ama neyi seçersek seçelim, bunun geri dönüşü yoktur.
Matrix’de Morpheus’un Neo’ya sunduğu seçim, kötülük ve iyilik arasında. Gerçek kötülük olan cahillikle, gerçek iyilik olan bilgelik arasında. Meşhur repliği hatırlayım:
“Bu senin son şansın. Bundan sonra geri dönüş olmayacak. Mavi hapı alırsan bu hikaye sona erer, yatağında uyanırsın ve neye inanmak istersen ona inanırsın. Kırmızı hapı alırsan harikalar diyarında kalırsın. Ben de sana tavşan deliğinin ne kadar derinlere gittiğini gösteririm. Unutma, sana vadettiğim tek şey hakikat, fazlası değil…”
Kim iyiliği seçip bilgeliğe giden yolda yürümek istemez ki? Hepimiz isteriz. Bu yüzden cahil kalmamak için çocukken tonlarca soru soruyoruzdur belki de. Hem soru sormanın büyüdükçe azaldığını biliyor muydunuz? Çocuklar büyüyüp okula başladıklarında, dünya simülasyonuna alışmaya başladıklarında soru sormayı azaltırlar. Bir de iş hayatına atılıp daha çok kabloyla bu dünyaya bağlandıklarında sorular sona erer.
Yani büyüdükçe bir çoğumuz mavi hapı seçer ve devam ederiz.
Çinli bir bilge vardı. Rüyasında bir kelebek olduğunu gördü. Sonra aniden uyandı ve kendi kendine sordu: Ben rüyasında kelebek olduğunu gören bir insan mıyım yoksa rüyasında insan olduğunu gören bir kelebek mi?
Alice Harikalar Diyarı’nda hikayesi çok sıradan bir dünyada başlar. Burada her şey yolunda gibidir. Alice, yeşillikler içinde huzurla kitabını okumaktadır. Ta ki çok önemli bir randevuya yetişmeye çalışan beyaz tavşanı görünceye kadar. Beyaz tavşan bir seçim çağrısıdır. Alice onu takip edebilir, bilinmeyene doğru gidebilir, orada problemlerle ya da yeni seçimlerle karşı karşıya kalabilir, bunları çözmeye çalışabilir ya da eskiden yaşadığı konfor alanında kalmaya devam edebilir.
Platon’un mağara hikayesinde, mağaradaki insanlar orada tutsak olduklarını bilmezler. Hatta kendilerini özgür sanırlar. Duvardaki gölgelerin sadece bir gölge olduğunu bilmez ve onları gerçek sanırlar.
Cahil oldukları konusunda cahildirler. Seni hakikate kör etmek için gözlerine bağlanmış dünyadır o. Hangi hakikate? Senin bir köle olduğun hakikatine…
İşte bizlerde bir seçim yapmalıyız. Karar vermeli ve verdiğimiz kararların sonuçlarına katlanmalıyız. Gerçekleri görmek gözümüzü acıtabilir. Aldığımız kararlar konforumuzu bozabilir. Mağaramızdan çıkmak zorunda kalabiliriz.
Yapmak zorunda olduğunuz seçimler var. Neyi seçeceksiniz? Cahilliğin mutluluğunu mu, hakikatin acılığını mı?
Kaynak: https://barisozcan.com/mavi-hap-mi-kirmizi-hap-mi/
Yorumlar
ilginç
Seçim sizin!
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız