“Kullanacağınız bütün bilgiler kitaplarda var. Ben size değişecek bilgiyi ezberletmekle görevli değilim. Ben size bilgiyi hayatınızda nasıl kullanacağınızı öğreteceğim’ diyen KÖYLÜNÜN ANASI...

Türk Tarih Kurumu’nun kurucularından babası Hasan Cemil Bey’in etrafında oluşan entelektüel birikimi yüksek camia içinde yetişmiştir. Yaşamının büyük bir kısmını Türkiye tarihi için dağların zor şartlarında geçirmiştir. 1946 yılında Adana’daki çalışmaları Anadolu tarihinde çığır açacaktır. Adana Karatepe’de kazı alanının yakınında ormancılıkla geçimini sağlayan birkaç köy vardı. Kazı ekibi kısa sürede Hitit Tarihi açısından çok değerli çift dilli yazıtlar ortaya çıkardı. Ekip çalışmayı bilimsel makalelerde yayınlayıp, kazıyı bitirme kararı verdi. Çambel bu karara karşı çıkıp tüm zorluklara rağmen kazıyı sürdürmeye karar verdi.

Ona göre kazıda ortaya çıkan eserlerin tarihi ve doğal coğrafi yapı bozulmadan yerinde kalması gerekiyordu. Alanı ‘Açık Hava Müzesi’ olarak düzenleme işine girişti. Hayal ettiği alanı öncelikle yaratması daha sonra da koruyabilmesi için köy halkı işin içinde olmalıydı. Kazı çalışmalarından çıkan yazıtlar Karatepe’deki alana taşındı. Arazi içindeki doğal dokuyu bozmadan Türkiye’ninilk milli park uygulaması böylece hayata geçmiş oldu. Yerel kültür öğelerini köylüden öğrenerek arşivleme çalışmaları yaptılar. Çukurova’da Kültür varlıklarının envanterleme çalışmalarını gönüllü olarak üstlendi. Turizm tesislerinin planlanması doğa ve kültürel varlıklara zarar vermeden tamamlandı. Adana şehir dokusu içinde tarihi yapılar kent dokusuna zarar vermeyecek biçimde planlara dâhil edildi. Ne yazık ki Yalnızca bir gecede kent tam ortasından iş makinaları iş makinaları ile bölündü.

Türkiye' de bilim dünyası çağdaş, çevresel arkeoloji terimleri ile İlk defa onun dersleri ile tanıştı. Çalışmalarında kişisel fayda sağlamayı hayatı boyunca hiç düşünmedi.

Hayatı boyunca rahat bir yaşam sürebilecekken,

Anadolu'yu dünyaca ünlü çalışmalarda VAR eden Halet Çambel seçimleri ile VAR olmuştur...

 

 

Kaynak: mitologoscom