Yapmamız gereken bir iş, gitmemiz gereken bir yer veya bitirmemiz gereken bir ödev olduğunda yeterli motivasyonumuz yoksa o şeyi bir türlü yapamayız. Ayaklarımız geri geri gider, aklımız çalışmaz veya normalde beş dakikada halledebileceğimiz bir şey bizi saatlerce uğraştırır. Böyle durumlarda bir motivasyon kaynağına ihtiyaç duyarız.
Zorunlu olduğumuz şeyleri yaparken genellikle daha fazla motive olmaya ihtiyaç duyarız. Çünkü istekli olduğumuz konularda motivasyona ihtiyaç pek duymayız. Zorunluluk ve istekli olma hali, yapacağımız işi doğrudan etkiler. Mark Twain tarafından yazılan ve 1876 yılında yayınlanan “Tom Sawyer’ın Maceraları” isimli kitapta, mecburiyetler konusunda nasıl motive olunacağından bahseder. Kitaptan alıntı yapalım.
“Tom’un halası Tom’a bir fırça vererek bahçedeki çitleri boyamasını ister. Küçük çocuk bu işten hiç hoşnut olmaz ama yapmak zorundadır. Arkadaşı Ben yanına gelip onunla dalga geçmeye başladığında ise kafa karışıklığı yaşar ve yaptığı şeyin angarya bir iş olmadığını, tam tersine bunu yapmaktan büyük bir keyif aldığını anlatır. Bu kadar övülen işin ne olduğunu merak eden
Ben, bir fırça darbesi vurmak ister fakat Tom buna müsaade etmez. Ta ki Ben bu işi yapmak için ona elmasını verene kadar… Sonra bahçe birden diğer çocuklarla dolmaya başlar ve herkes çitleri boyamak için Tom’a çeşitli teklifler sunarlar. Kendisi yerine çitleri boyayan arkadaşlarını seyreden Tom’un keyfi yerine gelir.”
Yapılan işin oyunlaştırılması ve eğlenceli bir hale getirilmesi en kalıcı çözümdür. Keyif veren bir şeyi yapmak bir seçim gibi görünürken zorunlu tutulan bir işi yapmaya ancak ve ancak “mecbur” oluruz. İnsan hem dışsal ödüllerle hem de içsel kaynaklarla motive olabilir. Bu durumun, yetiştirilme tarzımıza veya içinde yaşadığımız toplumun alışkanlıklarına ve bakış açısına bağlı olarak değişebilmesine karşın genellikle verilecek ödülle motive olmak gibi bir mekanizmaya sahibizdir. Maaş almak için işe gider, bir “Aferin” duymak için ödev yapar ya da karşımızdaki de bizi sevsin diye birilerini severiz. Hep bir beklentiyle, hep bir karşılığını alma umudu vardır içimizde.
Daniel Pink’in “Drive: The Surprising Truth About What Motivates Us” (Bizi Motive Eden Şeyle İlgili Şaşırtıcı Gerçek) kitabında bu etkinin ters tepmesi, Sawyer etkisi olarak tanımlanır. Dışsal ödüllerin motivasyonu ciddi oranda zayıflatabileceği öne sürülür ve bu iddiayı, çocuklar üzerinde yapılan bir araştırma doğrular niteliktedir. İki gruba ayrılan çocuklardan resim yapmaları istenir. Bir gruba ödüller verileceği söylenirken diğer gruba herhangi bir karşılık vadedilmez. Ödülden haberi olmayan grup, sürecin tadını çıkararak yaratıcı çalışmalar ortaya koyar fakat ödülle koşullanan grup daha çabuk sıkılır ve tükenir.
Yaptığımız bir şeyin hakkını almak tabii ki motive edici unsurlardandır fakat memnuniyeti devamlı kılacak şey, her ne yapıyorsak kendimiz için yapmaktır. Başkalarına sorumlu olduğumuzu, söz verdiğimizi, “Sırf o iyi hissetsin diye”lerimizi unutmak güzel bir başlangıç olabilir. İçsel motivasyon önemlidir. Ama içsel motivasyonu nasıl oluşturacağız?
İçsel motivasyon kaynağınızı tespit ettiğiniz zaman ödülünüz yerine onlara odaklanmak çok daha sürdürülebilir bir istek sağlayacaktır. Sizi rahatlatan ve mutlu eden şeyleri, zorunluluktan yaptığınız şeylerle ilişkilendirmeyi deneyin. Örneğin ders çalışacağınızda sevdiğiniz bir müziği açın fakat bu müziği sadece ders çalışırken dinleyin. Bir süre sonra beyniniz iki duygu durumunu ilişkilendirecek ve bu da sizi motive edecektir.
Kaynak:
https://www.betteryou.ai/what-tom-sawyer-can-teach-us-about-corporate-wellness/
https://www.williamlanday.com/2010/08/02/the-sawyer-effect/
https://www.pivottutors.com/pivot-tutors-blog/2021/10/7/study-methods-the-sawyer-effect
https://www.tolgaakkus.com/2021/04/sawyer-etkisi/
https://medium.com/@fatihyildizpmp/hayatımızdaki-tom-sawyer-etkisi-e9cdf0cba702
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız