Bugün yeryüzünde 25 bin türü ve 10 bine yakın hidrid (iki farklı tür veya cinsin döllenmesiyle meydana gelen yeni fert) türü bulunan orkidenin geçmişi oldukça eski çağlara uzanıyor. M.S 206 ve 220 yıllarında Çin'de egemenlik kuran Han Hanedanı dönemine ait şiirlerde bu çiçek türünün adı çok geçiyor. Bu şiirlerde, orkidenin saraylarda krallar ve hanlar için yetiştirildiği anlatılıyor.
Her şeyde olduğu gibi Avrupa sonradan buldu…
Avrupa'nın ise, orkideyle 18. yüzyılın başlarında tanıştığı biliniyor. Kök yumruları, egzotik çiçeklerin saraylarda moda olduğu bu dönemde, uzak doğuya giden kaşifler ve maceraperestler tarafından getirilmiş; aristokratların ve kralların saraylarında sera içinde yetiştirilmiş... 19. yüzyılın başlarına doğru da üretimi geniş alanlara yayılmış.
Avrupa için yeni bir keşif daha: Salep
Aynı kaşifler, orkidenin kurutulmuş kök yumrusundan toz halinde elde edilen ve sıcak bir içecek olarak tüketilen salebin sağlığa ne kadar iyi geldiğini uzakdoğuda ve Arap ülkelerinde görüp öğrenmişler... Salebin, özellikle Arap aleminde bir tür "afrodizyak" olarak kullanılması da ona olan ilgiyi arttırmış... Uzakdoğu ile Avrupa arasında gelişen baharat ticaretinin en pahalı maddesi haline gelen salep, Avrupa saraylarında yüzyıllar boyu kralların ve prenslerin içeceği olmuş.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız