İstanbul’da Beşiktaş Sahili’nde muhteşem manzaraya sahip bir noktada yer alan Dolmabahçe Sarayı, tarihi bazı kayıtlarda, 17. yüzyıla kadar Boğaziçi’nin koylarından biri olan bu yöre, altın postu aramaya gelen Argonotların efsane gemisi Argos’un demirlediği, Fatih’in İstanbul’u fethi zamanında, Haliç’e indirmek için gemilerini karaya çıkardığı yer olarak ileri sürülmektedir.
Osmanlı Donanması’nın gemilerini demirlediği, geleneksel denizcilik törenlerinin de yapıldığı doğal liman görünümünde olan bu koy, zamanla doldurularak ‘Dolmabahçe’ adını almıştır ve Padişahların boğazdaki has bahçelerinden biri olmuştur.
Zaman geçtikçe çeşitli padişahlar tarafından yaptırılan köşk ve kasırlarla donatılan Dolmabahçe, zamanla ‘Beşiktaş Sahil Sarayı’ ismiyle anılarak, bir saray görünümü almıştır. Beşiktaş Sahil Sarayı, Sultan Abdülmecid tarafından ahşap ve kullanışsız olduğu gerekçesiyle yıktırılmıştır. Aynı yere Dolmabahçe Sarayı’nın temelleri atılmıştır. Sarayı yaptırırken, “Kötülük ve çirkinlikler burada yasaktır, burada sadece güzel olan şeyler bulunsun." dediği rivayet edilmiştir.
Dolmabahçe Sarayı'nın yerinde bulunan köşklerin yıkımına, 200 yıl kadar önce denizden kazanılmış toprağın tekrar ortaya çıkarılması için yapılan çalışmalara, hangi tarihte başladığına dair kesin bir bilgi yoktur. Yine inşaatın tamamlanma tarihi hakkında çeşitli kaynaklar farklı tarihler vermiştir. Genel kaynaklarda geçen bilgilere göre Dolmabahçe Sarayı’nın çevre duvarları tamamlandıktan sonra 7 Haziran 1856 tarihinde kullanıma açılmıştır.
Sarayın ana yapısı; Mâbeyn-i Hümâyûn (Selamlık), Muâyede Salonu (Tören Salonu) ve Harem-i Hümâyûn olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır.
Mâbeyn-i Hümâyûn, devletin yönetim işlerinin yapıldığı bölümdür.
Harem-i Hümâyûn, Padişah ve ailesinin özel yaşamı, bu iki bölümün arasında yer alan Muâyede Salonu, Padişah'ın devlet ileri gelenleriyle bayramlaşması ve Devlet Törenleri için ayrılmıştır.
Batı etkileri altında, Avrupa sarayları örnek alınarak yapılan Dolmabahçe Sarayı, aynı yapı bütünlüğü içerisinde keskin çizgilerle olmasa da Harem bölümünün ayrı bir yapı olarak yapılmasına da özen gösterilmiştir. Harem bölümü diğer saray örneklerimizden farklı olarak, aynı yapı birimi içerisinde kendisine yer bulup, ayrı bir yaşam alanı olarak oluşturulmuştur.
Dolmabahçe Sarayı, hizmete açıldığı 1856 yılından, halifeliğin kaldırıldığı 1924’e kadar belli dönemlerde 6 padişaha ve son Osmanlı Halifesi Abdülmecid Efendi’ye ev sahipliği yapmıştır. 1927- 1949 yılları arasında saray, Cumhurbaşkanlığı makamı olarak kullanılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1927-1938 yılları arasında İstanbul’daki çalışmalarında Dolmabahçe Sarayı’nı kullanmış ve 10 Kasım 1938 yılında burada vefat etmiştir.
1926-1984 yılları arasında protokol ve ziyarete kısmen açık olan Dolmabahçe Sarayı, 1984 yılından itibaren “müze- saray” olarak geziye açılmıştır.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız