Müziği müzik yapan notalar kadar, onların arasındaki boşluklardır. Coşkulu bir müzik bazen aniden yavaşlar veya bazen tamamen durur. Bir süreliğine sessizliğin sesini dinletir size. Sonra tekrar yükselir. O sessizlik anı, dinlediğiniz melodiyi daha iyi duymanızı sağlar.
Günlük konuşmalar esnasında bile zaman zaman durmak zorunda kalırız. Düşünme molaları veririz. Bazen de o boşlukları “eee, hımm, şeyyy” gibi kelimelerle doldurmaya çalışırız. Ne de olsa eğitim sistemimizde bile “boşlukları doldurun” diye bir soru tipi var.
Fakat konuşurken tüm boşlukları doldurursak nasıl olur hiç düşündünüz mü?
Bir fıkra düşünün. Başkasından bir fıkra dinlediğinizi. Ara vermeden, neredeyse nefessiz bir çırpıda size anlattığını düşünün. Aynı fıkrayı her virgülde, her noktada durarak yani beyaz boşluklarla anlattığınızda gerçek anlamı ortaya çıkar. Duraklama anlarına, o anlardaki sessizliğe, sessizlikte ne düşündüğünüze odaklandığınızda bunu siz de fark edeceksiniz.
Tasarımda beyaz boşluk, boş alanlar bir çeşit “görsel sessizlik”tir. Acemiler veya tasarıma mesafeli olanlar veya hayatları boyunca boşlukları doldurarak problem çözenler bu beyaz boşluklara dayanamaz. Oraları, israf edilmiş alanlar olarak görürler.
Bu konudan tasarımcılar o kadar dert yandı ki bunun üzerine ‘Beyaz Boşluk düşmanınız değildir (White Space is not not your Enemy)” adında bir kitap yazdılar.
Mesela Ying Yang sembolünü düşünelim. Her şey iki kutuplu. Varlık ve yokluk. Siyah doluluk ve beyaz boşluk.
Beyaza odaklanmayalım elbette. Bahsettiğimiz konuda mühim olan boşluk. Bu boşluk çektiğiniz fotoğrafta da olabilir. Boşluklar oluşturun ki görsel olarak anlattığınız hikayedeki ana karakterler ön planda kalabilsin. Fotoğrafa ya da tasarıma bakanlar da onları daha rahat görsün.
Müzikte sessizliğin bir işareti var. En az melodiyi oluşturan nota kadar, sessizliği oluşturan bu işaret de müziğin bir parçası. Bunu çok ileriye götüren müzisyenler var. Mesela John Cage. Sayfanın başında gördüğünüz notalar 4’33’ adlı meşhur eserinin notaları. Videonun da başında icra etmiştim. Sanatçı tarafından 1952 yılında bestelenmiş, üç bölümden oluşan bir müzik yapıtı. Herhangi bir enstrüman veya enstrüman grubuyla icra edilebilir. Müzisyenlerin yapması gereken tek şey üç bölüm boyunca enstrümanlarını hiç çalmamak. Dört dakika otuz üç saniyelik sessizlik. Oldukça tartışmalı bir sanat yapıtı ama bizi düşündürdüğü kesin. Zaten sanatçı da eserinin başarılı olduğunu düşündüğünden olsa gerek 10 yıl sonra ikincisini yapmış.
İyi de böylesine bir sessizliğin anlamı ne? John Cage’e göre aslında bu bir sessizlik değil. Müziksiz geçen o süre boyunca etraftaki boşluğun sesine kulak veriyoruz ve aslında onun da bir sesi, bir müziği var.
Yani sessizliğin sesinde beyaz bir boşluk var.
Kaynak: https://barisozcan.com/sessizligin-sesindeki-beyaz-bosluk/
Yorumlar
tatlış
Video çok güzel değil mi?
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız