Firavunlar kölelerini sivrisineklerden korunmak için yem olarak kullanırlardı.

Köleler kendilerini bala bulayarak firavunun yanında gezerlerdi.

Antik Mısır’da erkekler de makyaj yaparlardı.

Makyajın cildi güneşten koruduğu ve iyileştirici etkisi olduğunu düşünülürdü. Bu yüzden kadınlar da erkekler de makyaj yaparlardı.

‘Deneme Evliliği’ denilen bir şey vardı.

Antik Mısır’da evlilikler kayıt altına alınmıyordu. Çiftler evlenmeden önce beraber yaşamaya başlarlardı. Anlaşamaz veya birisinin kısır olduğu ortaya çıkarsa sorunsuz şekilde ayrılabilirlerdi.

“Aksi ispat edilene kadar herkes suçludur.” inancı vardı.

Gerçeği öğrenmek için suçluya ve tanıklara işkenceler yapılırdı. Bu duruma rağmen suçlunun avukatı da yoktur.

Ezilmiş böceklerden ruj yaparlardı.

Kırmız böceğinden kırmızı karminik asit kullanırlardı. Böcekleri ezip, kaynatarak ruj olarak dudaklarına kıpkırmızı bir renk sürerlerdi.

Ev gibi mezar dekore ederlerdi.

Mısırlılar ölümden sonraki yaşama büyük önem verirlerdi. Bu yüzden mumyalamadan önce öteki tarafta ihtiyaç duyabilecekleri her şeyi yanlarına koyarlardı. Makyaj malzemesi, temizlik malzemesi, yiyecek, içecek, sevdikleri hayvanlar ve hatta köleleri bile mezara koyarlardı.

Firavunlar fit değildi.

Papirüslerde, resimlerde firavunları çok fit olarak görsek de bilim insanlarının mumyalanmış bedenler üzerinde yaptıkları çalışmalara göre firavunlar gerçekte obezlerdi.