Hristiyanlık’ta Bakire Meryem’in bir ilâh mı yoksa bir günahkâr mı olduğu ile ilgili yüzyıllardır süren tartışmaların gölgesinde Orta çağda bilgin Kadınlar kendilerini hayatın tüm alanında yetiştirmeye çalışmakta idi. Din adamlarının sıkı sıkıya bağlandığı ve bu konuda kadınların şeytan ile eş görüldüğü söylemler halk kitlelerine empoze edilmekteydi.
Katolik Kilisesi için yüzyıllardır rahatsızlık veren Kadın Johanna ise oldukça zeki ve erkek gibi giyinmeyi bir alışkanlık haline getirerek amacına ulaşmaya çalışmaktaydı. Johanna’nın öyküsü Kadınların aşağılık bir varlık olmadığını kanıtlamak için en yüksek düzeyde ruhsal sınıfa ulaşmaktı.
Erkek gibi giyinen bu kadın kilisenin işleyişi ile ilgili bilgiler toplayarak yıllar süren çalışmalarından sonra hiyerarşik olarak yükselmeyi başarmıştır. Papa IV. Leon sağlığını kaybettiği dönemde ise yerine geçecek adaylar üzerinde görüşülmeye başlanmıştı. Kardinaller arasında süren kulislerde açık ara kazanan isim Johanna’ydı. İki yıl boyunca papalık görevini yerine getirir.
Kadınlık erdemleri ile donanımlı Johanna, hamile kalır ve 9 ay boyunca bebeğini saklar. Ta ki dini bir törende kortejin en ön sırasında doğum sancıları tutana kadar. Doğumunu tüm halkın ve kilise ileri gelenlerinin gözü önünde yapmak zorunda kalan Johanna, kimi anlatımlara göre meydanda linç edilir. Bu olaydan sonra papalık seçimlerinde adayın bir erkek olup olmadığının tespit edilmesi için hazırlanmış özel bir sandalye kullanılır.
Günümüzde doğumun gerçekleştiği nokta hala lanetlenmiş olarak kabul edilir. Resmi törenlerde bu noktadan geçilmez. Kilise anlayışına göre Johanna kadın güvenilmezliğinin, utancının simgesi olmuştur. Johanna kilise arşivlerinden silinerek tarih sayfalarından da silinmek istenmiştir.
Kaynak: http://mitologos.com/
Yorumlar
Vay be
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız