Yabancı Aksan Sendromu Fransız Nörolog Pierre Marie tarafından 1907 yılında Paris’te tedavi ettiği bir hastasının İngiliz aksanıyla konuşmasını keşfetmesi ile ortaya çıktı. Marie bu durumu incelemeye devam ettikçe ortaya çıkan gariplikler bilim dünyasında yeni bir sendromun keşfedilmesini sağladı. Hasta ilerleyen yıllarda Çek ve Polonya aksanlarıyla da konuşmaya başladı. Yapılan incelemeler sonucunda Pierre Marie, hastasının nadir görülen bir beyin travmasından dolayı bu şekilde davranışlar sergilediğini saptadı.
Dünya üzerinde kayıtlara geçen yabancı aksan sendromu şimdilik 70 kişide görüldü. Hastaların sağlık geçmişine bakıldığında serebrovasküler hastalıklar, beyin travmaları, multiple skleroz, nörodejeneratif hastalıklar, beyin tümörü, derin beyin simülasyonu gibi sebeplerin bu sendromun ortaya çıkmasına neden olduğu tespit edildi. Fakat bazı hastalarda hiçbir bulguya rastlanılmadığı halde yabancı aksan sendromunun ortaya çıktığı da görüldü.
Yabancı aksan sendromu genel bir ifadeyle, bilimsel olarak nadir görülen nörolojik bir konuşma bozukluğu olarak anılmaya başlandı. Bir kişinin anadilini yabancı bir bölge ya da ülkenin aksanıyla konuşmaya başlaması durumu, bazı vakalarda da anadili haricinde bir dili konuşmaya başlaması olarak görüldü. Sendromdan etkilenen hasta nörolojik olarak travma yaşarken bir yandan da psikolojik olarak da etkilendiği tespit edildi. Söz gelimi hastalarda bilinçsiz bir şekilde değişen aksanı ya da dili yüzünden kimlik kaybı hissi yaşandığı da gözlemlendi.
Sendrom yaşamı tehdit eden bir durum olmasa da hastanın hayatını zorlaştıran etkilere sahip. Yabancı aksan sendromu görülen bir hastada çevresiyle uyum sorunları baş gösterebilir. Birçok yabancı aksan sendromu vakasında rastlanan durum bireyin çevresi tarafından sahtecilikle suçlanması durumudur. Kimlik kaybı hissine kapılan bireyde, sendrom nedeniyle daha derin travmalar ortaya çıkabilir.
Yabancı aksan sendromu genel olarak bir tehlike arz etmez. Fakat sendromun görüldüğü kişide daha ciddi bir rahatsızlığın habercisi olabilir. Hastanın gerekli tetkikler yapıldıktan sonra uygun bir tedavi ile hayatının kolaylaştırılması mümkündür. Sendromun birçok farklı sebebi olabileceği için tıbben kesin bir tedavisi yoktur. Altta yatan nedeninin belirlenmesi ile sendrom yönetilebilir duruma getirilir.
Yabancı aksan sendromunda tanı konulabilmesi için şu aşamalar gereklidir; kan testleri, MRG veya BT (beyin fonksiyonlarının görüntülenebilmesi için kullanılan manyetik rezonans), Lomber ponksiyon adı verilen omurilik sıvı kontrolü ve son olarak da psikiyatrik değerlendirme. Bu tetkiklerin sonucunda yabancı aksan sendromunun ortaya çıkışındaki sebep bulunabilir ve buna göre bir tedavi başlatılabilir.
Sendromun süresi kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bazı hastalarda aylarca sürebilen yabancı aksan sendromu başka hastalarda yıllarca etkisini sürdürebilir. Bu sendromda ortak kanı beynin serebellum bölgesini etkilediği yönündedir. Bu bölge kişinin motor fonksiyonlarını belirleyen ve vücuda sinyalleri gönderen bölgedir. Dil, konuşma becerisi gibi şeyler de beynin bu bölgesinde gelişir. Beyinde oluşan herhangi bir travma ya da rahatsızlık sebebiyle serebellum bölgesi etkilenirse doğal olarak hastanın konuşması da etkilenir. Beynimizin çalışma şeklinin hâlâ gizemli olduğunu bizlere gösteren yabancı aksan sendromu, yazımızın başında da belirttiğimiz gibi oldukça nadir görülen bir rahatsızlıktır. Fakat bu var olmadığı ya da görmezden gelinmesi gerektiği anlamlarına gelmez.
Kaynak: 1
Yorumlar
Daha önce bu sendromu duymuş muydunuz?
Böyle bir şeyin varlığını ilk kez duydum
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız