Cehennem görsellerinin gözler önüne serildiği dönem, Roma’nın yıkılış tarihleridir. Cehennemin temelleri bu tarihlerde oluşturulmuş ancak ayrıntıları ile 1253’teki ‘Araf’ doktrini ile resmiyet kazandırılmıştır. Orta çağ teologları tarafından öteki dünyanın inananlara tasvir edilmesi için elle tutulan belgelere ve şahitlere ihtiyaç vardır. ‘Görü’ olarak nitelendirilen olgu bu ihtiyaç sonrası ortaya çıkmıştır.
Teologların bin bir araştırma içinde oldukları yıllarda çileciliğin ayak sesleri duyulmaya başlamış, ibadet unsuru olarak uzun oruçların tutulması, bedenin kırbaçlanması gibi ritüeller halk kitlesinde karşılık bulmuştur. Salgın hastalıklardan korunma yöntemi henüz bulunamamış, ateşli hastalıklara yaygın bir biçimde rastlanmaktadır.
Bir kitlesel hareket gibi hızla yayılan ‘Görü’ geleneği de böyle bir ortamda doğmuştur. Anlatılanların ortak noktaları; kişinin bir kılavuz ile yer altına inmesi, kimi zaman arada bir yerde bekletilmesi (Araf), nihayet ara bölgeden Cennet’e götürülmesi gelir. Görülerin el yazmalarında kaydedilmesi okuryazar din adamlarınca yapılsa da anlatım genel olarak sıradan halk arasında yaşayan kişilerdir. Ve küçük bir kasabada halkın iple çektiği vaazlar ‘Cehennem Ateşi’ örnekleridir.
Görülerin yazılı kaynaklara geçmesi için ilk girişimci Papa Büyük Gregorius’tur. İsa’nın askerleri ismi verilen keşişleri hızla örgütleyip, ülkenin sınır bölgelerine bilgi toplamak için gönderir. Keşişler görev bölgelerine giderken kesin bir dille uyarılır:
‘Kayıt alınırken asla müdahale edilmeyecek, eski inançlardan getirdikleri bilgiler yadırganmayacak, duydukları her bir ayrıntı hiçbir eleştiri olmadan kaydedilecek’.
Keşişler anlatılardan derledikleri inanılmaz bilgiler ile geri döndüler. Kayıtlardaki en belirgin noktalar; ateşten nehirler, nehrin üzerinde daracık bir köprü, karşıda bir ev, nehrin içinde korkunç bedenler, kafatasları…
Kaynak: mitologoscom
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız