Anadolu’da özellikle Trakya’da yer alan Balkan toplulukları arasında kültürel miras dikkat çekicidir. Somut olmayan kültürel miraslar olan gelenek, görenek, el sanatları, gastronomi, inanç, ritüeller, festivaller gibi önemli kavramları bu topluluklarda âdeta bir kültürel çeşitlilik olarak görebilmekteyiz. Balkan ülkeleri ve Türkiye’de ortak kültürel miraslar ortak tarihi süreçler ve yüzyıllardır devam eden kültürel ilişkiler sayesinde bir Balkan kültüründen söz edebiliriz. Bu kültürel etkileri elbette yoğunlukla Trakya bölgesinde gözlemleyebiliriz.
İşte o kültürel miraslardan biri de geçmişi antik dönemlere kadar ulaşan bir kutlama olan Bocuk Gecesi’dir. Trakya ve Rumeli’de yaşayan Türkler, yüzyıllardır süregelen bu kutlamaları nesilden nesle aktarmışlardır. Bocuk gecesi iki topluluk arasındaki ortak geçmişi en güzel şekilde yansıtan önemli kutlamalardan biridir.
Bocuk gecesi Balkan toplulukları tarafından bölgeye aktarılmış hatta taşınmış bir kutlamadır. Birçok bölgede farklı tarihlerde kutlanabilmesine rağmen ortak kutlama tarihi Ocak ayıdır. Kışın en sert gününü simgeler. Belirlenen gecede kışın en soğuk zamanı olmasından dolayı suların donması bereketli bir sene olacağı inanışını da beraberinde getirir.
Bocuk kelime anlamı olarak korkutucu ya da korkunç kavramları çağrıştırsa da aslında temelinde Antik Slav Tanrılarından Kış Güneşi Tanrısı Božič anmak için kutlanan pagan kökenli bir inanışı simgeler. Bir rivayete göre de Hristiyanlık öncesi iyiliğin kötülüğe zaferi olarak kutlanan kış gün dönümüne dayandırılmaktadır.
Bocuk gecesinde sözlü kültürün etkisiyle inanılan beyazlar içerisinde insansı bir surete sahip olan varlık ortaya çıkar. Bu varlığın adına Bocuk denir. Ve bu varlığın Bocuk gecesinde tüm dünyaya yayılarak zayıf insanlara, toprağa ve canlılara musallat olarak hastalık yaydığına inanılır. İnsan kılığına bürünen varlık kesinlikle beyazlar giymektedir. İnsan kılığına girdiğine nadiren inanılan Bocuk saçları ve yüzü beyaz ve yine üzerinde beyaz kıyafetler olarak insanlara geceleri aniden saldırır ve onları götürür.
Bu inanışa ek olarak bir de Bocuk karısı vardır. Bocuk karısı ise insanların karşısına ağıllarda çıkar. Bu ritüellerde amaç Bocuk’u yakalayabilmektir. Ve bu sebeple o gece yanınızda bir ip ya da benzeri bir şey taşırsanız yakalama şansınızın artacağına inanılır.
Bocuk’u yakalayabildiğine inanan insanlar cesaretleri ile kutlanırlar. Yakaladıktan sonra onu bir şeyin içerisine hapsetmek gerekir. Sabaha kadar o hapsedilen objenin içerisinde duran Bocuk’un sabah olduğunda altına dönüştüğüne inanılır.
Eski çağlardan beri kutlanagelen Bocuk gecesi özellikle Edirne ve Tekirdağ yörelerinde halihazırda 2004 yılından beri bir şenlik olarak kutlanmaktadır. Kutlamaya katılan insanlar geleneklere riayet ederek aynı Bocuk gibi giyinir, yüzlerine korkutucu makyajlar yaparlar. Bir nevi kış festivali olarak kutlanan gecede Bocuk’a dair korkutucu masallar anlatılır.
Her evde mutlaka kabak pişirilir. Herkes pişirilen kabaklardan bir lokma dahi de olsa yemek zorundadır, aksi takdirde Bocuk’un onları kaçıracağına inanılır. Gece boyunca kabak tatlısı, akıtma, haşlanmış mısır, çekirdek, armut, ayva, badem, yer fıstığı ve ceviz gibi yöreye has besinler tüketilir. Bocuk gecesinde yapılan bu büyük yemeklere akrabalar, aile ve komşular katılırlar.
Gece yarısı kıyafet ve makyajlarıyla sokaklara inen insanlar birbirlerini korkuturlar.
Kaynak: https://boboscope.com/icerik/turklerin-cadilar-bayrami-bocuk-gecesi-nedir
Yorumlar
Biliyor muydunuz?
Çok ilginç
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız