Yüz ifadeleri ve mimiklerimiz, diğer insanlarla kurduğumuz iletişimin büyük bir bölümünü oluşturuyor. Öyle ki kurduğumuz cümleler, kullandığımız kelimeler, sesimizin tonlaması kadar önem taşıyor. Örneğin donuk ve soğuk bir yüz ifadesi ile ne kadar coşkulu cümleler kurarsak kuralım, karşı tarafa duygularımızı geçiremeyebiliyoruz. Ya da suratımızda belirgin bir öfke varken “Sakinim, bir şeyim yok.” demek yanımızdaki insan için hiçbir anlam ifade etmeyebiliyor. Sahip olduğumuz yüz ifadeleri, kuşkusuz kurduğumuz iletişimin en önemli belirleyicilerinden.
Çevremizdeki insanlar hiçbir cümle kurmasa dahi yalnızca yüz ifadelerine bakarak mutlu, mutsuz, üzgün, heyecanlı ya da öfkeli olduklarını anlayabiliyoruz. Özellikle de en yakınlarımızın yüz ifadelerine genel itibariyle daha hakim olduğumuz için suratlarındaki en ufak bir değişimden o an neler yaşadıklarını kolaylıkla tahmin edebiliyoruz.
Fakat her ne kadar belirli yüz ifadelerinin her birimiz için birbirine yakın anlamları olsa da her yüz ifadesini aynı algılamayabiliyoruz. Hüngür hüngür ağlayan birini gördüğümüzde büyük çoğunluğumuz haliyle o kişinin üzgün olduğunu tahmin edebilsek de her yüz ifadesi üzerinde ortak bir noktada uzlaşmak pek de mümkün görünmüyor.
Londra Queen Mary Üniversitesi’nde araştırmacılar bunu test etmek için katılımcılardan belli başlı duyguları yüz ifadeleri ile eşleştirmelerini istiyor. Olabildiğince gerçekçi sonuçlara ulaşabilmek için katılımcıların müdahale edebileceği 3 boyutlu avatarlar geliştiriyorlar. Geliştirdikleri araç sayesinde, insanlar herhangi bir duygunun suratlarımıza nasıl yansıyabileceğini bu avatarlara bizzat müdahale ederek göstermeye çalışıyor. Toplamda 336 katılımcı mutluluk, korku, üzüntü ve öfke gibi pek çok duygu için özelleştirilmiş yüz ifadesi yaratıyor. Deneyin sonucunda katılımcıların aynı duygu için oldukça farklı yüz ifadeleri yarattığı gözlemleniyor.
Araştırmacılardan biri olan Profesör Isabelle Mareschal’a göre yapılan araştırma; farklı yüz ifadelerinin temsil ettiği duygular konusunda ortak bir anlayışa sahip olamayacağımızın kanıtı niteliğinde. Duyguları yüzümüz aracılığı ile ifade etme biçimimiz, tamamıyla kendi kişisel geçmiş deneyimlerimize ve bu duygulara yüklediğimiz kişisel anlamlara göre şekilleniyor. Dolayısıyla herhangi birinin yalnızca yüz ifadenizden yaşadığınız duyguyu anlamasını beklemek imkansız olmasa da, düşündüğümüz kadar da kolay olmayabiliyor.
Bunun yanı sıra küresel olarak ortaklaşa kullandığımız belli başlı yüz ifadeleri de var. Öfke, küçümseme, iğrenme, korku, mutluluk, üzüntü ve şaşkınlık için elbette her birimizin kafasında benzer bir surat canlanıyor. Fakat her zaman yaşadığımız duygular böylesine keskin olmuyor ya da bu duyguların yüzümüze yansıması herhangi bir tiyatro oyuncusununki kadar net ve anlaşılır olmayabiliyor. Daha demin bahsi geçen 7 duygunun da dahil olduğu daha karmaşık duygular da bulunuyor. Eğlenme, kızgınlık, huzur, odaklanma, aşağılama, memnuniyet, arzu, hayal kırıklığı, şüphe, haz, gurur, acı, merak gibi pek çok duygunun yüzlerimize yansıması da haliyle farklı oluyor. Her birimizin böylesine çeşitli duyguları yansıttığı oldukça kişisel mikro ifadeleri bulunuyor. Bu mikro ifadelere aşina değilsek, anlamamız da kolay olmuyor. Bununla birlikte kimimiz üzüntümüzü tezat bir biçimde gülerek de ifade edebiliyor. Haliyle üzüldüğü zaman güçlü ve neşeli gözükmeye alışmış bir insan için gülen bir yüz ifadesi her zaman mutluluk ile eşleşmeyebiliyor.
Kaynak: 1
Yorumlar
Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Dikkatli bakmayınca her yüz ifadesi aynı gibi oluyor
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız