Herkese merhaba bugünkü felsefe penceremizde tartışmaların iktidarı olmuş ‘’Değişim ve Hareket’’ konusu var. Bu konu ile ilgili şu ana kadar bulunabilinen ilk tartışma örnekleri MÖ 5. yüzyıla ait. Bu dönem içerisinde sorulan soru ise ‘’Değişim ve hareket gerçek mi?’’ oldu. Yunan filozof Parmenides; gerçeklik denilen kavramın tek ve değişmez olduğunu iddia ederken, sadece varlığın gerçek olduğunu savunup, her şeyin kalıcı bir varlık olduğunu ve var olmamanın ancak hayal olduğunu öne sürmüştür.
Aslına bakarsanız değişimin veya hareketin gerçekleşmesi için var olmamanın oksimoron olarak yani çelişkili şekilde var olmaması gerekiyor. Değişim ve hareket olduğunu anlamamızı sağlayan şey aslında duygularımız vasıtasıyla beynimizde anlamlandırdığımız uyarılardır ama bu durum demek değil ki her anlamlandırmamız doğru. Çünkü duyularımız yanlış olabilir. Hatta bu durum ile ilgili bir diğer feylesof Zenon paradokslar öne sürmekten geri durmadı.
Bahsettiğimiz önermelere sonuna kadar muhalif olan Heraklitos ise; gerçeklik akışının yani durmaksızın gerçekleşen değişimin ve aslında hareket kaynaklı olup hareket vasıtasıyla gerçekleştiğini savunuyordu. Bu konu ile ilgili belki de hepimizin bildiği şu cümleyi kurdu Heraklitos ‘’Bir nehirde iki kere yıkanılmaz.’’
Her nesnenin karşıtı olan ile anlam kazanıp uyum yeteneği kadar var olduğunu savunan Heraklitos, hareket ve değişim sürecinin arkasından insan aklına benzer şekilde işleyen bir sürecin ve düzenleyici etmenin, ilkenin olduğunu savunmuştur.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız