Hümanizm insan sevgisi olarak biliniyor olsa da felsefe için tam olarak öyle değil aslında. Felsefede hümanizm genel olarak insanı endişelerin odağına yerleştiren entelektüel bir tutumdur diyebiliriz. Sokrates öncesi Yunan filozoflar evrenin ne olduklarıyla çok ilgilendiler; ama bunun aksine Sokrates, Platon ve Aristo politika gibi etik gibi konular üzerinden insanı asıl odak olarak değerlendirdiler.
Avrupa’daki Orta çağ zamanlarında entelektüel olarak çabalanan konular aslında daha çok Tanrı ve teoloji ile ilgiliydi ama Rönesans sırasında antik dönem Roma ve antik Yunan’a olan ilgi yükselişe geçti. Bu yükseliş genel olarak seküler camia tarafından gözle görülürken, sanat, edebiyat ve bilim merkezlerine insana aldılar ama Tanrı varlığı ve Tanrının üstün doğası asla reddedilmedi.
On altıncı yüzyıla geldiğimiz zaman ise başlayan bilim devriminin engellenemez yükselişi ile insan aklının evrenin işleyişini tam anlamıyla kavrayacağına inanç başladı. Günümüzde hümanizm felsefik açıdan güçlü seküler tutama sahip olma anlamına da gelmektedir.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız