Benim kardeşlerim 1968 yılında Kırım’a döndüler. Kırım’da onları çok muzdarip etmişler. Ev almalarına, ev kurmalarına izin vermedikleri gibi, nereye giderseler gitsinler vagonlara koyup Kırım’ın dışına sürüyorlarmış. Çocuklarını, (hayvanlara bile yapılmayacak şekilde) kaldırıp kaldırıp kamyonlara atıyorlar ve Kırım’ın dışına Ukrayna’nın iç kısmına döküyorlarmış. Sonra Musa Mamut kendini yaktı. Rahmetli, ev aldığı halde, bir kaç kere evinden sürülmüş, hapsedilmiş, kendi vatanında yapılan bu mezalime dayanamayıp protesto maksadıyla kendini yakmış. Öldü zavallı. Ama bunlara o bile tesir etmedi.
Biz Özbekistan’daydık. Fakat Kırım’da yapılan bu mezalimi duyuyor, gene de vatanımıza dönmek istiyorduk ve döndük. Çünkü biz Kırım’da doğduk. Dedelerimiz, atalarımız, Kırım’da yaşadı, Kırım’da öldü. Bizim aslımız Kırım’da. Biz Kırım’a gelip yerleşelim de sıkıntıyı çeksek, ölsek bile çocuklarımız vatanlarında rahat yaşarlar diye düşündük. Zaten çocuklarım da Kırım’da yaşamak istediler.
Gerçi onlar Kırım’da doğmadılar ama, biz vatanımızı her zaman anlatıyorduk. Biraz da kan çekiyor herhalde. Şimdi burada çok sıkıntımız var. Türkiye’den biraz biraz yardım geliyor. Ama Vatan Kırım’a döndüğümüz için hiç pişman değiliz, çok memnunuz.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız