Yunan mitolojisinde Thessalia kralı Triopas'ın oğlu ya da kardeşi olan Erysikhton, tanrılardan korkmayan taşkın bir adamdır. Çok huysuz, öfkeli bir adamdır. Kendisini çok beğenir, kimseye değer vermez ve tanrıları da hiçe sayar onların buyruklarına kulak asmaz.
Bir gün Demeter’e adanan bir koruluğu kesmeye kalkışır. Herkes Erysikhton’u alıkoymaya çalışsa da o hiç aldırmaz ve ağaçları keser. Korudaki en yüksek meşe ağacını da keser. Kabukların arasından gelen bir ses “Beni kesersen Demeter seni cezalandırır.” der. Sesin sahibi, ormanları ve ağaçları koruyan Hamadrayad’tır.
Hamadrayad’lar, ağaçların yeşermesinden canlı canlı bitip büyümesinden zevk, kesilmesinden ya da kurumasından sonsuz bir yas duyarlar. Kimi zaman da ağaçla birlikte ölürler. Ağaçların kesilmesini önlemeye çalışan, başaramayınca da keseni korkunç cezalara çarptıran ağaç perileridir.
Erysikhton yine de gelen sese ve uyarısına aldırış etmez. Çevresinde orman perilerinin dans ettiği meşe ağacını keser. Yediği darbelerle, ağaç, önce sarsılır, sonra büyük bir gürültü ile yıkılır. Yıkılırken de kocaman gövdesi ve dalları altında kalan birçok ağaçları da kırıp geçer. Bu cinayet karşısında orman perileri feryat edip ağlarlar. Periler gözleri yaşlı, gönülleri kırık olarak koştular kutsal meşenin kesildiğini Demeter'e haber verirler.
Demeter, kendisine yapılan bu saygısızlığa çok sinirlenir. Erysikhton’u dinmek bilmeyen bir açlıkla cezalandırır. Erysikhton ne yerse yesin doymaz. Varını yoğunu yiyip bitirir. En sonunda hiçbir şeyi kalmayınca kendisini de yer.
Yorumlar
Ne fena bir ceza!
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız