Cengiz döneminde ve Eski Türklerde akarsulara büyük saygı gösterilirdi. Nehirlerin, ırmakların koruyucu ruhlarının olduğuna inanılırdı ve akarsuyu kirletmenin cezası ölümdü. Türk Mitolojisindeki Su Anası da koruyucu Tanrıçalardan biriydi. Aynı şekilde doğaya, ormana, vatanın herhangi bir parçasına zarar vermek yasaktı. Bu inanışa Türk mitolojisindeki “vatan kültü” diyoruz. Moğollar Su anasına Uhan Ece derlerdi.
Su Anası, Su iyesinden farklı olarak kıyıya çıkmayı çok sever. Uzun kara saçları neredeyse yere değmektedir. Göğüsleri iri, gözleri kaşsız ve iridir. Hatta gözlerinin pörtlek olduğu bile söylenir. Teni kızılımsıdır. Genelde su kenarında, iskelede, saçlarını altın tarağı ile taradığı zaman gözükür. İnsanlardan korkup kendini suya atar. Altın (gümüş) tarağını da su kenarında unutabilir, ancak onu çalan insanları ise asla rahat bırakmaz. Su Anası’na benzer bir yaratık Tatarlara komşu olan Mordva halkının inançlarında da vardır ve onun adı Vedyava’dır. Tatar mitolojisinde Su Atası, Su İyesi ve Su Anası bazen tek bir varlığa verilen çeşitli isimler olarak görünür. Fakat aralarındaki en önemli fark, Su İyesinin sadece belli bir su kaynağına bağlı olmasıdır. Su Anası ve Su Atası ise tüm su kaynaklarının sahibidir ve istediğinin yanına gidebilir. Su iyelerini bu kaynakları korumak üzere Su Ana ve Su Ata gönderir. Azerbaycan Türklerinde ve Anadolu’da “Çay Ninesi” olarak anılır.
Çuvaş efsanesine göre o, boğularak ölmüştür ve su cinine dönüşmüştür. Yarım insan görünümündedir. Bazen iki ayakları üzerinde insanlar gibi yürüdüğü söylenir. Büyük nehirlerde ve göllerde yaşar. Vudaşın tıpkı insanlarla aynı yaşam tarzına sahip olduğuna inanılırdı. Onların da aralarında yaşlı erkekler ve bebekler vardır, aileleri bulunur.
Öğleyin insanlar, o sırada Vudaş yıkandığı için yüzmezler. Güneşli günlerde, bir güzel koyu saçlı kız kılığında kıyıya gelir ve uzun saçlarını altın bir tarak ile tarar. Bazen sahilde uykuya dalar. Onu rahatsız etmemek için su kıyısında yürürken iyi davranışlar sergilemek gerekir.
Kaynak: tarihsanatmitoloji
Yorumlar
Cengiz Han zamanında nehirde elini yıkamanın bedeli ölümdü!
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız