Denizli-Muğla karayolunun 78.km'sinde bulunan Tabae, doğal bir kale görünümündedir. Şimdiki Kale İlçesinin 1 km kadar güney batısında yeralır.30 yıl öncesine kadar eski kale üzerinde iskan sürmekteydi. Tabae, Büyük İskender'den sonra Anadolu'da kurulan kent devletlerindendir. Tabae, Helenistik dönemden günümüze kadar kesintisiz bir yerleşime sahne olmuştur. Antik dönemde kendi adına sikke bastırmıştır. Sikkeler önceleri gümüş daha sonra bronz olarak basılmıştır.
KAYAYA OYULMUŞ NİŞLİ BİNA
Akropolün kuzey doğusundadır. Bina kuzey güney doğrultusunda yapılmış olup, plan bakımından dikdörtgen şeklindedir. Duvarın doğu kanadının iç kısmında kayaya oyularak yapılan dört niş bulunmaktadır. Duvarın batı tarafında nişlere rastlanmaz. Binanın çevresinde ve içinde arşitrav parçası, sunak ve sütun bulunmaktadır. Yapı tarzına bakılarak tarihlendirme yaparsak Roma dönemine vermemiz gerekir. Ama bina Selçuklu ve Osmanlı döneminde de kullanılmıştır.
KAYALARA OYULMUŞ TEK ODALI EVLER
Doğal kayalar oyularak tek odalar halinde yapılmıştır. Ev olarak kullanılmış olmalılardır. Evlerde bulunan kapı nişleri ve sıvamalardan kapılarının ahşaptan olduğu anlaşılmaktadır. Odaların iç kısımlarında da nişler yer almaktadır. Bu evler genellikle kayalık platonun uçurum ve sarp kısmında yer alır.
CEVHER PAŞA CAMİİ
Denizli-Muğla karayolu güzergahındaki Tabae Ören Yeri içinde bulunan Cevher Paşa Camii dikdörtgen planlı,kuzey tarafında son cemaat yeri,kuzeybatı köşesinde minaresi yer almaktadır.
Harimin doğu ve batı duvarında dörder,güney ve kuzey tarafında ikişer pencere açılmıştır. Dikine dikdörtgen formlu pencerelerin etrafı kesme taşla çevrelenmiş olup,üzeri sağır kemerle dekore edilmiştir. Son cemaat yerinin kuzey batısına bitişik minarenin kürsü kısmı yüksek tutularak caminin çatı seviyesine getirilmiştir. Kesme taşla kaplı minarenin birinci şerefesinin üzerindeki petek kısmından itibaren eski yıllarda yıkılmış olduğundan üzeri metal külahla örtülerek bodur bir minare görünümü kazandırılmıştır.
Caminin haremi dörder adet ahşap iki sütun sırasıyla üç sahına ayrılmıştır. Sütunların üzerine antik kompozit başlıklar yapılarak kalem işi teknikle boyanmıştır. Harimin kuzey bölümünde ise altı adet ahşap sütunun taşıdığı mahfil yer alır. Bu sütunlar da harimin diğer sütunları gibi dekore edilmiştir.
Mihrabı niş şeklinde olup içinde dökümlü perde ve ortada mizan terazisi işlenmiştir. Mihrabın üzerinde ise bitkisel motifli üçgen alınlık oluşturulmuştur. Harimin duvarlarında kare ve daire şeklinde boya ile panolar oluşturulmuş,içi yazı ve bitkisel geometrik desenlerle süslenmiştir.
Son cemaat yerinde altı adet ahşap sütun dizisi yer alır. Sonradan dışa karşı kapatılmıştır. Son cemaat yerinin iki tarafından ahşap merdivenle mahfile geçiş sağlanır. Son cemaat yerinden harime yuvarlak kemerli bir giriş kapısından geçilir. Kapının üzerindeki yazı bandında Hicri 1235 tarihi okunmaktadır. Bundan başka duvarlarda yazı panoları oluşturulmuştur.
Yapının üzeri kırma çatıyla örtülü olup Marsilya kiremidi ile kaplanmıştır. Orijinal örtüsü düz dam örtü olmasına rağmen daha sonraki yıllarda kırma çatı yapılarak yapının korunması sağlanmıştır. Ancak Eski Kale yerleşiminin başka yere taşınması nedeni ile cami uzun süre kullanılmadığı ve bakımının yapılmadığından çatısında büyük açıklıklar oluşmuştur. Osmanlı döneminde 19 yy. batılılaşma sürecinde yapılan ahşap destekli kalem işi süslemeli camilerden olan Cevher Paşa Camii çatısının yenilenmemesi halinde yapının içindeki tahribat her geçen gün artmaktadır.
Tabea Köprüsü
Tabea Tek Minare
Tabea Çınar Ağacı
Kaynak: 1
Yorumlar
Oturduğumuz yerden gezdiğimiz bir antik Kent daha!
aa hiç duymamıştım
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız