Antik Yunan döneminde Aphrodite sürekli dışlanan ve sevilmeyen bir tanrıçaydı. Çünkü insanların erosuna hükmediyordu. Babalığın keşfinden önceki döneme ait bir tanrıçaydı. Çocukları ve kendisi kendinden meçhuldü ve erkek egemenliğini tehdit eden mitleri yaratıyordu.
Bu sebepten Apollon kültünün savunucuları ve takipçileri, Aphodite’in yüzüne bile bakmıyordu. Bunu tragedyalarda hep görüyoruz. Ancak insanın kendi doğasına, hislerine ne kadar sırt çevirirse altından çıkan bastırılmış duyguların vahşete neden olması da tam da bu yüzdendi.
Tarihin bir cilvesi olacak ki sanat tarihinde kalıpları yıkan ve bedenin, sanatın özgürlüğünü getiren, yıllarca kısıtlanmış ve baskı altına alınmış dünyayı değiştiren tablo da bir Aphrodite (Venüs) tablosu olacaktır. O tablo Botticelli’nin yaptığı Venüs’ün Doğuşu’dur.
Yukarıdaki resim o tablodur.
Kaynak: tarihsanatmitoloji
Yorumlar
Böyle bir tanrıçanın sevilmemesi de kendisi ile büyük bir çelişki
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız