Aucassin ve Nicolette 12-13. Yüzyıllar arasında yazıya geçirildiği sanılıp, 1752’de Orta çağ uzmanı La Curne de Sainte-Pelaye tarafından keşfedilmiş, anonim bir gezgin şaire ait manzum destanın adıdır.
41 hikayesini bulunan Aucassin ve Nicolette’yi özetleyecek olursak;
Beauclaire kontu Garin’in oğlu Aucassin’in babasının amansız düşmanı Valence kontu Bougar’ın köleyken evlat edindiği Arap asıllı kızı Nicolette arasındaki aşkı konu almaktadır. Aucassin’in babası önce oğlunun sonradan Hristiyan olmuş bir köle ile evlenmesine karşı çıkmışsa da delikanlının ısrarı karşısında kesin çözüm için kızı öldürme planları yapmıştır. Bu sırada durumu haber alan Kont Bougar kızı bir kuleye hapsetmiştir. Savaş sırasında esir düşen Aucassin Kont Bougar’ı da esir ederek kaçmayı başarmışsa da Kont Garin oğlunun Nicolette ile evlenmesine izin vermektense Aucassin’i hapse atmayı tercih etmiştir. Bu sırada Nicolette hapsedildiği kuleden kaçmayı başarmış ve köylülerin arasında yaşamaya başlamıştır.
Kızın kaybolduğunu öğrenen Kont Garin oğlunu serbest bırakınca Aucassin’de kaçmış ve sevdiği kızı bulup, Torelore krallığına sığınmıştır. Torelore kralı hasta yatağında karşıladığı Aucassin’e öne ordusunu emanet etmişse de Nicolette’ye göz koyduğundan delikanlıdan kurtulmak istemiştir. Korsanların limanı yağmaladığı bir sırada Aucassin babasının ölüm haberini aldığı Beauclaire’e gidip tahta geçerken, bir başka gemiye binip kaçan Nicolette Kartaca’ya gittiğinde gerçekte bir prenses olduğunu ve kızına yeniden kavuşan kralın onu bir Müslümanla evlendirme planı yaptığını öğrenince gizlice Beauclaire’ye dönmüştür. Burada birleşen iki âşık evlenip mutlu bir yaşam sürmüşlerdir.
Albert Pauphilet‘ye göre Aucassin ve Nicolette öykünün bir kişi tarafından anlatıldığını muhtemelen aynı kişi tarafından şahıslar taklit edilmek suretiyle oynanıyordu. Bir başka yorum ise öykünün Binbir gece masallarından ödünçlendiğini ve Aucassin adının aslının Arapça Al-Kasım olabileceği şeklindedir.
41 hikayeyi diğer içerikte paylaşıyoruz onları da okumadan geçmeyin! :)
Kaynak: Özhan Öztürk
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız