Mitolojik bir ağaç olan ve tüm mitoslar gibi toplumların hayal dünyasını gözler önüne seren vakvak ağacı mitosları hem kadın kimliğinin oluşturulmasına hem de öteki toprakların egzotikleştirilmesine dair çarpıcı örnekler taşır.

Pek çok kültürde yeri olan vakvak ağacından ilk olarak 14.yüzyıla ait bir Çin ansiklopedisinde bahsedilmiştir. Araplar sekiz yıl denizde yolculuk yapmış ve bir gün bir kaya üzerinde ilginç ağaçla karşılaşmışlardır. Yeşil yapraklı ve kırmızı dallı bu ağacın üzerinde altı yedi parmak boyunda ellerinden, başlarından ve ayaklarından ağaca yapışık çocuklar asılıdır. Konuşamayan ancak gülen ve hareket edebilen bu çocuklar ağaçtan koparılırsa kuruyup siyahlaşırlardı.

Bazı kaynaklarda Hindistan’da bulunan vakvak ağacı adını vakvak adasından almaktadır. Bazılarınca ise Çin’e bağlı bir ada olan vakvak adasında aynı isimle bir ağaç yetişir. Bu ağacın hurma ağacına benzer meyveleri olgunlaştıkça genç kızlara dönüşürler. Mart ayında oluşmaya başlayan genç kızlar mayıs ayının başında gelişimlerini tamamlarlar. Saçlarından ağaca asılı olan bu genç kızlar güzellikleriyle dikkat çekicidirler. Haziran ayında genç kızlar ağaçtan düşmeye başlarlar ve düşerken vak vak! diye ses çıkarırlar. Sonrasında da toprak olurlar.

Vakvak ağacı Binbir Gece Masalları’nda da iki farklı biçimde anlatılır. Bunlar da yine dallarında insanların asıldığı bir biçimde tasvir edilirler. Bunun yanı sıra Cezayir civarında bir adada bulunduğu rivayet edilen vakvak ağacı, güzel kızlardan oluşan meyvelere sahiptir. Bu genç kızlar yeterince olgunlaştıklarında saçlarından kesilip ağaçtan düşerler. Bu kızlar sadece bir gün yaşayabilirlermiş. O sağ oldukları gün de kendilerini bulan kişiyle çiftleşirmiş.

İskendername’de Büyük İskender’in vakvak Adası’na gidişi anlatılır. Bu adanın kraliçesinin altı bin kızdan oluşan bir ordusu varmış. Buradaki ağacın meyveleri vak vak! diye sesler çıkarırmış. Bir minyatürde İskender’in ziyaret ettiği vakvak adasındaki ağaç hayvan başı biçiminde meyvelerle tasvir edilmiştir.

1583’te III. Murad’a Amerika kıtasını tanıtan Tarih-i Hind-i Garbi veya Hadis-i Nev’de üzerinde çıplak kızların asılı olduğu vakvak ağacı minyatürü yer almaktadır. Rivayete göre Amerika’daki vakvak adasındaki büyük bir ağacın meyveleri güzel cariyelerden oluşmaktadır. Görenlerde hayranlık uyandıran bu cariye meyveler zaman zaman vak vak! diye ses çıkarırlarmış. Ağaçtan kesilen bir cariye yaklaşık iki gün kadar yaşayabilirmiş ve bu süre zarfında güzelliği de yavaş yavaş solarmış.