Polonya ve Rusya masallarında adı geçen orman ve bataklıklarda yaşayan uzun boylu, atletik yapılı kadınlardır. Vahşi olan bu kadınlar bir çeşit iblis sayılırlar. Yalnız insanların üzerlerine saldıran Dziwoźona’lar, genç erkekleri sevgili olmaya zorlarlar.
Tekil söylerken Dziwoźona, çoğul söylerken Dziwozony olarak telaffuz edilir. Dziwoźona’lara göl ve nehir kenarlarında rastlanır. Koca sarkık memeleri, kıllı vücutları, tavuk bacakları ve uzun düz saçları vardır. Eğrelti otu takılmış kırmızı bir başlık takarlar.
Dziwoźona’lar şifalı bitkileri bilir ve el sanatları konusunda yeteneklidirler. İnsanlarla nadiren evlendikleri görülür. Evlenince de kocalarından sıkılan Dziwoźona’lar kocalarını gıdıklayarak öldürürler.
Dziwoźona insanların güzel çocuklarını çalarlar. Çaldıkları çocukların yerine de kendi çirkin çocuklarını bırakırlar. Polonyalı kadınlar çocuklarının bu iblis tarafından kaçırılmaması için çocuklarına kırmızı bir şapka giydirirler. Çocuğun yüzünü ay ışığının etkisinden korumaya çalışırlar.
Çocukları Dziwoźona’nın çirkin çocuğu ile değiştirilen anneler, çocuğu mutfağa götürüp, yumurtanın kabuğunun üzerine su dökerler. Huş ağacı dalıyla çocuğu döverler. Döverken de “Seninkini al benimkini geri ver” diye bağırırlar. Bu şekilde bağırmanın çocuklarını geri getireceğine inanırlar.
Joseph Campbell’in The Hero with a Thousand Faces (Bin Yüzlü Kahraman) kitabında Dziwoźona’lar, Rus folklorunun bir parçası olarak bahsedilmiştir.
Kaynak: https://ozhanozturk.com/2018/03/17/dziwozona-dziwozony-mamuna/
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız