Sümer mitolojisinin şüphesiz en ünlü tanrılarından biri Enki’dir. Enki, insanlığı yaratan, onlara tufanı haber veren, insanların koruyucu tanrısıdır. Enki’nin en büyük özelliklerinden biriyse “me” adı verilen kozmik yasalara sahip olmasıdır. Ne yazık ki tabletlerde “me” olarak geçen yasaların tam olarak ne olduğu ya da neleri kapsadığı açık değildir. Me’lerin evreni düzenleyen, kadim yasalar ve medeniyetin temel bilgileri olduğu düşünülmektedir.

Uruk kentinin tanrıçası İnnanna ise bu yasaları kentine armağan etmek, kentinin ve kendisinin namını yükseltmek istemektedir. Bu amaçla yola çıkar ve tanrı Enki’nin Eridu kentindeki sarayına ulaşır. Göklerin güzel tanrıçası İnanna’nın ziyarete geldiğini öğrenen Enki hemen tanrılara yaraşır bir masa hazırlatır.

İnanna nazikçe Enki’ye şarap ikram etmeye başlar. Alkole zayıflığı bulunan Enki içtikçe sarhoş olur ve İnanna ona sitem etmeye başlar. Kendisine yeteri kadar kutsal görev verilmediğini, bundan dolayı çok üzgün olduğunu söyler. İyice şarabın etkisinde bulunan Enki, İnanna’nın gönlünü almak için ona önce ahşap işçiliği, metal işçiliği, yazı sanatı gibi kadim bilgileri hediye eder. Ancak İnanna bunları yeterli bulmaz, bunun üzerine Enki ikramlarına devam eder. Alet yapımı, deri işçiliği ve sepet örme sanatlarının bilgisini İnanna’ya ikram eder. Son olarak Enki saltanatı, asayı, tahtı, çobanlığı ve krallığı da İnanna’ya sunar.

İnanna kendisine sunulanların mutluluğuyla gökyüzü kayığına binerek Eridu’dan ayrılır. O esnada kendine gelen Enki, İnanna’ya sunduklarını hatırlayınca hemen vezirini çağırır ve İnanna’yı durdurması için görevlendirir. Vezir deniz canavarlarıyla İnanna’nın gökyüzü kayığına saldırır ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın kurnaz İnanna kutsal bilgileri kentine ulaştırmayı başarır. Uruk halkı İnanna’yı büyük bir sevinçle karşılar ve kutlamalar yapar.