Doğumda ölecek zannedilip annesi tarafından, saçlarına sarılarak denizin ortasına bırakılan başlangıcı böyle talihsiz olan bir mitolojik karakter: Maui. Pasifik mitolojisinin düzenbaz kahramanı ve de yarı tanrıdır. Denizin ortasından kurtulmayı başardı ve annesine geri dönünce kahraman gibi yetiştirildi.

İnsanların balık tutmaya fırsat bulamaması ve annesinin çamaşırları kurutamadığından şikayetçi olmasıyla güneşi yavaşlatmanın bir yolunu bulmaya karar verdi. Güneş Evi olarak bilinen dağda yaşayan anneannesine akıl danışmaya gitti. Anneannesini ona annesinin saçından 16 ip ve ilmek dokumasını söyledi.

Maui yaptığı kementle güneşi yakalayarak, insanların işlerini halledene kadar gökyüzünde kalması konusunda güneşi ikna etti. Hatta daha sonrasında bir kadın güneşin yeryüzüne çok yakın olmasından şikayetçi olunca Maui, olağanüstü gücüyle güneşi şimdiki konumuna yerleştirdi.

Bir inanışa göre Maui, yeraltı dünyasından atalarına ait bir çene kemiği alarak ‘Manai İkalanai’ adıyla bilinen sihirle bir olta yaptı. Bu oltayla yeryüzünde ‘Alae’ isimli sihirli kuşu yakaladı. Maui kardeşlerini de alarak denizin ortasına gitti ve sihirli kuşla birlikte ortasını denizin derinlerine attı. Annesinin de yardımıyla denizin dibindeki devasa yaratık olan Yaşlı Tekdiş’i yakaladı. Kardeşleri oltayı çekerek kayığı hareket ettirince arkalarında kocaman bir kum yığını ortaya çıktı. İşte Polinezya Adaları bu şekilde yaratılmıştır.