Antik çağda banyo sularını kokulandırmak ve bayılmayı önlemek için kullanılan nane, ekinlerin tanrıçası Demeter’in onurlandırıldığı Eleusis törenlerinde bir içecek olarak yer alırdı. Ayrıca cenazelerde ölümün kokusunu uzaklaştırmak için nane bulundurulurdu.

Yeraltında ölüler ülkesinin tanrısı Hades’in, Menthe adında bir nympha yani peri bir sevgilisi vardı. Ama Hades evliydi ve karısı Persephone bu ilişkiyi sezince Menthe’yi takibe almıştı. Hades sonunda sevgilisini nane (mentha) bitkisine dönüştürür. Bu yüzden nane güzel perinin adını ve kokusunu taşır.

Gelinlerin ferahlatıcı kokusundan ötürü, tanrı Bacchus müritlerinin ise şarabın etkisinden korumak için nane çelenkleri taktığı anlatılır. Plinius nane kokusunun pire gibi haşereleri uzaklaştırdığını bu yüzden yemek odalarında yerlere nane serpildiğini hatta minderlerin nane ile doldurulduğunu söyler.

Plinius’a göre nane hem ruha hem de yemeklere taze bir tat katıyordu.

Yunan ve Roma’da sofralar naneli spreylerle kokulandırıldığı gibi yemeklere ve hatta şaraba da nane katılmaktaydı. Öte yandan askerlerin savaşçı ruhunu söndürdüğü ve onları sakinleştirdiği gerekçesiyle nane ordunun yemeklerinden uzak tutuluyordu.

Antik çağ yazarları ve araştırmacıları çok sayıda nane türünden ve kullanım alanlarından söz ederler. Nanenin aşka ilişkin rüya görmeyi önlediği, sütün kesilmesinin önüne geçtiği, elde tutulmasının dahi pişikleri önlediği, kulak arkasına sıkıştırıldığında aşırı sıcaklardan etkilenmeyi önleyeceği, yılan dahil pek çok zehri yok edeceği listelenmiştir.

Kulak arkasına sıkıştırılınca çok sıcaklardan etkilenmeyi önler mi? Hazır havalar gerçekten aşırı bunaltıcıyken denesek mi?