Çeşitli varyantları bulunan Tristan ve Isolde’nin aşk hikayesinde Tristan; arp çalabilen yetenekli bir müzisyen, iyi bir avcı ve kuvvetli bir şövalyedir. Dayısı Cornwall Kralı Mark ile ilişkilerini sağlamlaştırmış, eskiden babasına ait olan yerleri dayısının da yardımıyla ele geçirmiştir. Çıktığı seferlerden birinde İrlanda kralının kardeşi Morald ile düelloya girip onu öldürmeyi başarmıştır. Fakat Morald da zehirli kılıcıyla Tristan’ı yaralamıştır. Zehir yüzünden kapanmayan yara Tristan’ı güçsüzleştirip zayıf düşürmüştür. Şifalı bir merheme sahip olduğu söylenen Isolde’yi bulup kendisine yardım etmesini istemiştir. Isolde Tristan’ı iyileştirip güçleninceye dek bakımını üstlenmiştir.
Tristan ülkesine döndüğünde olanları dayısı Kral Mark’a anlatmıştır. Mark sözü edilen Isolde’den etkilenmiş ve yeğenine onu gelin olarak getirmesi görevini vermiştir.
Tristan, İrlanda’da halkın başına bela olan bir ejderhayı öldürmüş, ardından bir turnuvada şampiyon olarak kralın dikkatini çekmiştir. Tristan Kral Mark adına Prenses Isolde’yi babasından istemiş, kral bu evliliği mantıklı bulup kabul etmiştir. Isolde hayal kırıklığına uğrasa da aşksız bir evlilik istemediğinden Kral Mark’ın şarabına koymak üzere bir aşk iksiri hazırlatmış ve yakın arkadaşı Brangwain’e vermiştir.
Tristan, Isolde ve arkadaşını alıp gemiyle ülkesine dönerken onları neşelendirmek için arpını çalıp şarkılar söylemiş, bunun neticesinde boğazı kuruyup susamıştır. Etrafında su bulamayan Tristan’ı gözüne Brangwain’in çantasındaki şarap şişesi takılmıştır. Kendisi biraz içtikten sonra Isolde’ye de ikram etmiştir. İki genç birbirine aşık olmuş, Brangwain müdahale etmekte geç kalmıştır.
İngiltere’ye vardıklarında aşıklar gizli gizli buluşmaya devam etmiş, dedikodular Kral Mark’ın kulağına gelse de gençler kralı kandırmayı sürdürmüştür. Sonunda gençleri yakalayıp ihanete dayanamayan kral her ikisini de ayrı diyarlara sürgün etmiştir.
Çeşitli sonlardan birinde Tristan, Kral Arthur’un hizmetine girmiş ve yine kendisini iyileştiren Iseult ile evlenmiştir. Tristan Isolde’ye haber yollayıp beyaz yelkenli bir gemiyle yanına gelmesini istemiştir.
Karısı Isolde’ye olan aşkını kıskanıp Tristan’ı zehirlemiştir. Ufukta bir gemi gören Tristan’a onun siyah yelkenli bir gemi olduğunu söylemiş, Tristan hüzünle son nefesini vermiştir. Beyaz yelkenli gemi gelince Isolde Tristan’ı ölü bulmuş ve kederle o da Tristan’ı yanında can vermiştir. Bunu duyan Kral Mark pişman olmuş ve ikisine bir mezar yaptırmıştır.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız