Hayıt, çok eski çağlardan bu yana özellikle kadın cinsel sağlığı için faydaları bilinen ve kullanılan bitkidir. Bu yüzden mitoslarda sıklıkla bereket, sağlık ve dişiliği temsil eder.
Kadınlar arasında kutlanan pek çok bayram ve ritüelde hayıt önemli bir yer tutar. Mesela ekinlerin tanrıçası Demeter onuruna kutlanan Thesmophoria bayramında bir güz ekimi ritüeli yapılırdı. Bu ritüelin ikinci günü kadınlar Demter’in kızı Persephone’nin kaçırılışı sonrası tuttuğu yası temsilen üç gün boyunca hayıt dalları üzerinde oturarak oruç tutarlardı. Oruçlarını kurban ritüeliyle sonlandırır, bu günü de güzel çocuklar doğuran Kalligeneia’ya adayarak, bereketin kadınlara, Persephone’nin annesi Demeter’e geri dönüşünü yani mevsimin bahara kavuşmasını kutlarlardı.
Hayıt dalları üzerinde oturmak aynı zamanda kadınların menstürel döngüsünü yani regl döngüsünü de düzenlemek amacıyla uygulanmaktaydı.
Plutarkhos zamanında, Yunanistan’da kökeni çok daha öncesine dayanan bir günah keçisi geleneği, açlığı kovma ritüeli uygulanırdı. Bu ritüel gereği yoksul ya da köle sınıfından biri seçilerek hayıt dallarıyla dövülür bu yolla açlığın dışarı atıldığı, sağlığın ve zenginliğin içeri alındığına inanılırdı.
Hayıt ağacı hem iffeti temsil etmiş hem de kadın üreme sağlığıyla ilişkilendirilmiştir. Tanrıça Hera’nın bir hayıt altında dünyaya geldiği anlatılır. Tanrıçanın kutsal ailenin varlığını sembolize eden rolüyle doğum hikayesi oldukça uyumludur.
Yorumlar
Çok ilginç bence
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız