Konstantin, Buzantin şehrini imar ederken, tüm mal varlığını harcama pahasına Ayasofya’yı inşa etmeye başlar. Efsaneye göre; Ayasofya’nın mimarı, Frengistan’dan getirtilen çok hünerli ve maharetli bir mimardır. Binanın temel hafriyatı yapılırken, zemin suyuna inilene dek toprak kırk arşın kazılır ve temel derinliği o kadar yüksek olur.
Önce Ayasofya’nın duvarları örülür sonrasında kubbesi örülür. Kubbenin üstü kapatılacağı sırada mimar birden ortadan kaybolur. Mimar tüm şehirlerde aranır fakat bulunamaz. Bulup getirene ödül bile vaat edilir. Yine de mimara ulaşılamaz.
Konstantin, memleketteki tüm mimarları toplayıp yarım kalan inşaatı devam ettirmelerini ister. Fakat hiçbir mimar buna cesaret edemez. Bina 18 yıl boyunca o şekilde yarım kalır. Ortadan kaybolan mimar aslında Frengistan’a gider ve orada başka bir kilise inşa etmeye başlar. Mimar kubbesini tamamlamak üzereyken kaçar Konstantiniyye (Konstantinopolis)’ye geri gelir. Şehre girer girmez tanınır ve Konstantin’in huzuruna çıkarılır.
Binayı neden yarım bırakıp kaçtığının hesabı sorulur. Mimar da kaçmadığını fakat binanın zemine oturması için tam bu kadar zaman geçmesi gerektiğini söyler. Aksi takdirde bina oturmadan kubbesini tamamladığında yıkılacağını söyler. Sonrasında inşaatın yanına giderek binanın geçen 18 yıl içinde 4 arşın oturmuş olduğunu gösterir.
Yorumlar
Mimar gitti mimar
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız