Ayasofya yapılırken şantiyede bekleyen genç bir inşaat bekçisi vardır. Bu bekçi, Ayasofya içinde Aziz Mikail’e adanmış küçük bir kilisede beklerken Aziz Mikail bu kilisede bekçiye görünür. Bekçiye “Bu kilisenin inşaat ustaları nerede?” diye sorar. Bekçi de akşam yemeği için ustaların saraya gittiğini ve kendisinin de ustaların eşyalarıyla birlikte inşaatı koruduğunu söyler. Bunun üzerine Aziz Mikail ona “Git ustalara haber ver Ayasofya’ya adanan bu kiliseyi acilen bitirsinler. Ben de İsa’nın gücü bulunduğu için sen gelene kadar burayı ben bekleyeceğim ve ayrılmayacağım.” der.
Bekçi saraya giderek imparatora Aziz Mikail’in kendisine göründüğünü ve dediklerini anlatır. İmparator da bu genç inşaat bekçisini Roma’ya gönderir. Bekçi Ayasofya’ya hiç dönemeyeceği için Ayasofya’yı bir melek koruyor olacaktır.
Bir diğer efsaneye göre; 24 Mayıs 1453 tarihinde gece, Ayasofya kilisesinin üst kat pencerelerinden büyük bir alev çıkar. Alev tüm kubbeyi sarar. Orada olan herkes “Kyrie Eleison” diye dövünür. Işık huzmesi ağır ağır göğün duvarına dayanır. Göklerin kapısı açılır ve ışık huzmesi içinde kaybolduktan sonra gökteki kapılar kapanır. Ayasofya’yı koruyan melek böylece şehir düşerken Ayasofya’dan ayrılır.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız