Anadolu, Karadeniz, kadın ve savaş. Yan yana gelemeyecek kelimeler gibi duruyor zannediyorsanız çok yanılıyorsunuz. Amazonlar, Anadolu’nun savaşçı kadınlarıdır. Kendi kanunlarını yapar, yiyecek ve barınak ihtiyaçlarını karşılama konusunda kendi yöntemlerini kullanırlardı. Onları yöneten bir kraliçeleri vardı.
Amazonların diyarı, mitlerde birbirinden farklı yerlerde verilir. Bunların arasında Trakya, İskitya, Kafkas Dağları ve bugün Türkiye ya da Libya sınırları içinde bulunan bölgeler de vardır. Amazonlar mitolojik kabul edilmelerine karşın, bu ırkın gerçek temelleri de olabilir. İskitya’da, erkek şamanlar (ruhani liderler) kadın kılığına girerler ve birer erkek gibi savaşırlardı. İskitya’dan geçen gezginler, muhtemelen bu kadın/erkek savaşçılar hakkında öyküler uydurmuşlardı. Daha sonra da diğer tüm mitlerde olduğu gibi, bu öykülere hayal gücü ve ayrıntılar eklenmiş olabilir.
Yapılan son araştırmaların dediğine göre Amazonlar Karadeniz kadınlarıdır. Zaten ben okuyunca hemen anlamıştım. Bu Karadeniz damarından başkası olamaz diye. Nereden bildiğimi sormayın…
Efsanelere göre Amazon kadınları kabilelerinde erkeklere yer yoktur. Bu durumun tek istisnası onlara hizmet eden erkeklerdir. Soylarının devam edebilmesi için doğal olarak erkeklere ihtiyaçları vardı. Bu yüzden Amazon kadınları hamile kalabilmek için tanımadıkları kişilerle, genellikle de gezginler ve yabancılarla birlikte olurlardı. Bu erkeklerin, Amazon çocuklarına biyolojik babalık yapmak üzere çiftleşmekten başka işlevleri yoktu. Bu sebeple Amazon kültüründe ‘baba’ diye bir kavram da yoktu.
Doğan çocuk erkek olursa Amazonlar bu çocuğu elden çıkarırdı. Tıpkı bebek kız doğunca toprağa gömülmesi kültürü gibi. Mitolojilerle o kadar içli dışlı olunca garipseyemiyorum artık ama yine de Amazon da olsan anasın be ana diye duyarlı ejderha yanım bağırıyor…
Bazı mitlere göre çocuk erkek olursa babalarıyla yaşamaya gönderir, bazılarına göre de son derece acımasız bir şekilde ölüme terk ederlerdi. Bu örneklerin dışındaki tüm öykülerde, erkek çocukların doğar doğmaz öldürüldüğü yazılıdır. Ancak, erkek çocuklardan bazıları, kabilenin köleleri olarak yetiştirilmek üzere hayatta bırakılırdı.
Amazonlarda kız çocukları çok değerliydi. Kaderlerinde büyüyünce savaşçı olmak yazdığı için buna göre yetiştirilirdi. Bir kadının sağ göğsü okçuluk yeteneği için engel teşkil edebileceğinden, bazı mitlere göre göğüslerinin çıkmasını önlemek için kız çocuklarına kısrak sütü içirilirdi. Diğer mitlere göreyse Amazonların kız çocuklarının okçuluk yeteneğini güvence altına almak için sağ göğüslerini kestikleri ya da yaktıkları söylenir.
Klasik yazarlar Amazon sözcüğünü ‘amazos’ sözcüğüyle ilişkilendirirler. Amazos, göğsü olmayan anlamına gelir.
Amazon kraliçesinden daha önce bahsettik. Kendisi Ares'in kızı Penthesilea.
Amazon kadınları, diğer tüm savaş tanrı ve tanrıçaları gibi savaşı kutsal sayardı. avaş, en büyük tutkuları ve yetenekleriydi. Kabilelerinin babası saydıkları Ares ile onun kadın gücünü simgeleyen ve erkeklerden uzak duran üvey kız kardeşi bakire tanrıça Artemis’e taparlardı. Herakles, Bellerophontes ve Theseus gibi birçok Yunan kahramanı, mitlerde Amazonlarla birlikte yer alır. Amazon kadınları Truva Savaşı’nda da rol oynar. Truvalıların yanında savaşmışlar ve kraliçeleri Penthesileia Achhilleus tarafından öldürülmüştür.
Amazon kadınları, o zamanın erkek savaşçıları gibi at sırtında tasvir edilmişlerdir. Amazonların hayvan derilerinden yapılmış zırhları ve ellerinde de yay ya da mızrak bulunur. Bir Amazon savaşçısı, bir erkeğin gücüne ve bir vahşi hayvanın yırtıcılığına sahiptir. Ancak, çok tehlikeli olmasının esas nedeni beceri ve sağduyu sahibi olmasıdır.
Amazonlar, genellikle Amazonomakhia savaşını tasvir eden Yunan sanatının vazgeçilmez konusu olmuştur. Yunanlar ve Amazonlar arasında yapılan bu savaş, çömlekçilik ve heykel de dâhil, her tür Antik Yunan sanat eserlerinde karşımıza çıkar. Amazonlar hakkındaki mitler kadınların da erkeklerin de her zaman hoşuna gitmiştir, ama farklı şekillerde. Antik Yunan, kadınların son derece az hakka sahip olduğu erkek egemen bir uygarlıktı.
Bu nedenle, o zamanın ev kadınları, özgürlüğün ve gücün simgesi olan Amazonlara hayranlık duyarlardı. (Muhtemelen Amazonların ev işlerini erkek kölelere yaptırması hakkındaki öyküleri de çok severlerdi.) Erkekler de Amazonlara korkuyla karışık bir saygı duyarlardı. Bir kadının erkeğe ihtiyaç duymaması, erkeğin fiziksel gücüne (hatta daha fazlasına) sahip olması, muhtemelen onlar için biraz ürkütücüydü. Antik Çağ insanları için Amazonlar hem korku verici hem de büyüleyiciydi.
Kaynak: http://www.antiktarih.com/
Yorumlar
Amazonlardan böyle bahseden bir ben varımdır kesin...
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız