Herodotos, İskitlerin kenevir yetiştirdiğinden ve keneviri dokumada kullandıkları, kenevirden yapılan giysilerin ketenden ayırt dahi edilemeyeceğinden söz ederken İskitlerin çadırların içinde kenevir tohumu tütsülediklerini, bu tohumlardan çıkan buhurun Yunanistan’daki hamamlardakinden dahi yoğun olduğunu ve suyla yıkanma imkanı olmayan İskitlerin kenevir buhurunu, yıkanmanın yerine uyguladığını yazar.
Çin ve İran’da eski zamanlardan beri yetiştirilen bir bitki olan kenevirin binlerce yıl önce psikoaktif etkilerinin bilindiği ve bu amaçla kullanıldığı antik kaynaklardan anlaşılmaktadır. Taocular da keneviri ibadetlerinde kullanıyorlardı. Bir antik kaynak olan Artharva Veda’da etkileri sıralanan kenevirin tanrı Indra ve Shiva tarafından kutsandığına inanılırdı.
Kenevirin ömrü uzattığına ve insanın zihninde yarattığı hoşlukla beraber kişiye kehanet yeteneği verdiğine inanılır. Çin’de anlatılan bir söylencede dağda yürüyüşe çıkan iki adamın karşısına çalılıkların arasından iki genç kız çıkmış. Kızlar adamları dağda yaşadıkları yere götürüp, onları kenevirden hazırladıkları bir yiyecekle beslemişler. Adamlar dağda harika zaman geçirmiş ve hayali bir dünyanın içinde kaybolmuşlar. Bu iki adamın dağda geçirdikleri bu sürenin tam yedi nesillik bir zaman olduğu anlatılır.
Kenevirin, Sümerler zamanında da kullanıldığı bilinmektedir. O çağlarda günlük yaşamın ihtiyaçlarını biraz su, biraz hububat ve biraz da kenevir oluşturuyordu.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız