Düş kapanınız var mı? Benim var. Eğer sizin yoksa mutlaka hediyelik eşya dükkanlarında, internette veya kesin birisinde dövme olarak görmüşsünüzdür. Hatta dövme olarak görmüş olma ihtimaliniz daha da yüksek. Düş kapanı dövmesi baya moda haline gelmişti bir dönem. Hatta belki sizin bile vardır. Var mı?
Düş kapanlarının Kızılderili kültürüne dayandığını biliyor muydunuz? Üzerindeki tüyler ve derilerden belki de tahmin etmişsinizdir. Daha derine inersek, Ojibve kabilesinden geldiği sanılıyor. Lakota kabilesinin de düş kapanının kökenleri hakkında kendi efsanesi var. Genelde evlilikler ve ticaret yoluyla yayıldığı düşünülüyor. Yerli dilindeki ismi, orijinalinde kırmızı söğüt dalından yapılan kasnağı örten ağa atıfla, ‘örümcek’ anlamına geliyor.
Bu kültürde bir hikayeden geliyor düş kapanları. O yüzden gelelim işin benlik kısmına. :) Pek çok kültürde örümcekler ürpertici bulunabilir ama Ojibve halkı onları koruma ve rahatlık sembolü olarak gördü. Efsanelerine göre, anaç bir ‘Örümcek Kadın’ figürü, bir zamanlar kabilenin, özellikle de bebek ve küçük çocukların manevi koruyucusuydu.
Kabile büyüyüp karaya yayıldıkça ‘Örümcek Kadın’ın herkesi korumaya devam etmesi zorlaştı. Bizim düş kapanı da böyle çıktı ortaya.
İnanışa göre, onu taklit eden bu tasarım sayesinde anneler ve büyükanneler, çocuklarını ve ailelerini uzaktan bile mistik bir şekilde koruyabiliyorlardı. Bu inanış, nesiller boyunca sürdü.
Düş kapanı, uyuyan insanları, genellikle de çocukları kötü rüyalardan ve kabuslardan korumak için kullanılan geleneksel bir tılsım. İnanışa göre bir düş kapanı, yatağın üstünde sabah güneşinin çarpabileceği bir yere asıldığında, her türlü rüya ve düşünceyi ağlarına çekip yakalar. İyi rüyalar ağdan geçer, uyuyan kişiyi rahatlatmak için tüylerin üstünden yavaşça aşağı kayar. Kötü rüyalar ise koruyucu ağa yakalanıp gün ışığında yakılarak yok edilir.
HARİKA ÖTESİ DEĞİL Mİ?
Düş kapanının her parçasının ayrı ayrı anlamları var. Çember şeklindeki dışı, yaşam döngüsünü Güneş ve Ay’ın gökyüzünde her gün ve her gece nasıl hareket ettiğini temsil ediyor. Ağ, gece boyunca yakaladığı kötü rüyaları, gün geldiğinde yok ediyor. Tüyler yumuşak, yastık benzeri bir merdiven görevi görüyor ve iyi rüyaların uyuyan kişiye rahatsız etmeden inmesini sağlıyor. Boncuklar ise bazı Kızılderililere göre örümceğin kendisini, bazılarına göreyse ağdan geçemeyen ama kutsal takılar halinde ölümsüzleştirilen iyi rüyaları sembolize ediyor.
Siz de yatağınızın başına düş kapanı koymayı düşündünüz mü?
Yorumlar
SİZİN DE DÜŞ KAPANINIZ VAR MI?
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız