Efsanelere inanır mısınız? Sanki birçoğumuz inanmıyoruz ama efsanelere biraz ilgimiz de var gibi hani. Okuyalım, bilelim ama ‘yook canıım bu da olacak şey değil he’ demeyi seviyoruz gibi gibi. Tam da bu yüzden ilgimizi cezbedecek bir efsanem var toplaşın anlatıyorum. Hem de benim sen sevdiğim efsane.

Anka Kuşunu bilir misiniz? Hani şu küllerinden doğan olağanüstü kuşumuz. Kaf Dağı’nda yaşayan, kuşların hükümdarı, nam-ı diğer Simurg. Bilgi ağacının dallarında yaşayıp her şeyi bilirmiş. Ve dünya üzerinde sadece bir tane olduğuna inanılırmış. Pek çok inanışa göre, tüylerinin iyileştirici bir gücü mü varmış neymiş, böyle inanışlar.

Efsaneler bununla bitiyor mu? Hayıır, asla. Hatta en güzel yerine geliyorum hazırsanız, cafcaflı bölümüne. Bazı efsanelere göre, kuşlar bu Zümrüd’ü Anka kuşumuzun varlığına inanmak, ondan yardım istemek için toplaşıp Kaf Dağı’na uçmuşlar. E Kaf Dağı’na kolay ulaşılır mı? Efsane bu. Ulaşabilmek için yedi dipsiz vadi aşmak gerekmiş.

Bu vadilerin ismi sırasıyla şöyleymiş: istek, aşk, marifet, istisna, tevhit, şaşkınlık, yok oluş vadileri. Her birinin diğerinden zor olduğu bu vadilerde uçan kuşlar, yolda zaaflarına göre tek tek dökülmüşler tabii. Geriye sadece otuz kuş kalmış bu vadileri aşabilen. Bu otuz kuşumuz Zümrüd’ü Anka’nın yuvasını bulmuşlar bulmasına ama anlamışlar ki aslında arayıp buldukları kendileriymiş. Yedi dipsiz vadiyi geçmek, öze ulaşmak demekmiş meğersem ve Simurg otuz kuş demekmiş.

Yani mesele şu ki yeğen; Anka Kuşu olabilmek ya da olamamak… Küllerimizden yeniden doğar mıyız bilemem, özümüze hepimiz varır mıyız bilemem. Lakin efsaneleri ayrı güzel, görüntüsü ayrı güzel Anka Kuşumuzun. Bir sürü adı olduğu kadar hikayesi de var. Mesela batı dillerindeki adı Phoneix. Sizin kolayınıza hangisi geliyorsa siz onu söyleyin Simurg, Anka, Zümrüd’ü Anka…