Bugünkü kültürümüzde bizim için atın değeri ne ise, Şamanizm’in yaygın din olduğu Laponya'da da geyik odur... Laponlar, hem bir ulaşım aracı, hem bir tüketim maddesi olarak yararlandıkları geyiklerin, aynı zamanda kutsal varlıklar olan şamanların ruhlarını sakladıklarına inanırlar. Bu nedenle, çok zorda kalmadıkça geyik öldürmezler. Bir geyiğin öldürülmesi aynı zamanda Şamanların da yeniden öldürülmesi anlamına gelir.
Pasifik Okyanusu'ndaki sayısız adacıklarda yaşayan yerli halka göre, köpekbalıkları insan ruhu taşıyan yaratıklar... Polinezya yerlileri, beyaz köpekbalığını "Tanrı Kauhuhu" olarak çağırıyorlar. Bu köpekbalığı okyanusun derinliklerinde bulunan devasa bir mağarada yaşıyor ve mağaraya giren her türlü canlıyı anında parçalıyor. Polinezya yerlilerine göre köpekbalıklarını öldürmek en büyük günahlardan biri... Çünkü, bu hayvanlar ölenlerin ruhlarını kendi vücutlarında misafir ediyorlar. Malaita Adası yerlileri ise, yılın belli günlerinde köpekbalıkları için sığır kurban ediyorlar. Öldürdükleri ve kemiklerini ayıkladıkları sığırın etlerini okyanusa atıyorlar. Daha sonra da onları yutmaya gelen köpekbalıklarıyla konuşmaya çalışıyorlar.
Bu sözler, Hindu dininin tüm kutsal kitaplarında yer alıyor. Ancak, bu koca yarımadada ineğin kutsallığı geçmişin tatlı bir anısı olarak kalmış değil... Bugün bile özelinde inek ve genelinde tüm boynuzlugiller, Hindistan'da kutsal statülerini koruyorlar ve inek hâlâ tüm iyiliklerin anası olarak kabul ediliyor. İneğin kutsallığının bir kaynağı da bu hayvanın süt vermesi ve sütten tereyağı gibi bazı ürünlerin yapılması... Hintliler, süt ve süt ürünlerini "tanrıların insana sunduğu nimetler" olarak görüyorlar. İneğin kutsallığının ikinci kaynağı ise, Hint yarımadasını M.Ö. 1500'lü yıllarda istila edip kolonileştiren Arjia kabilelerinin gelenekleri... Arjialara göre, kişinin zenginliğinin ölçüsü sahip olduğu inek sayısıydı.
Yorumlar
Her toplumun kutsalı farklı olabiliyor
gerçekten ne kadar çok canlıya kutsallık ithaf etmişiz
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız