Efsaneye başlamadan önce tanım yapalım ki efsaneyi anlamak kolay olsun. Evran: İnsan bile yutabilecek büyüklükte yılan, ejderha ve masal canavarıdır.
Gelelim efsaneye: Çok eski zamanlarda Babadağ’da bir evran yaşarmış. Evran önüne çıkan her canlıyı yermiş. Bir gün dağda kırk katır padişaha sönmemiş kireç taşıyormuş. Evran onları görünce sırtlarındaki kireçle birlikte yemiş. Kireç hararet yapınca da Bağarası deresinden su içmiş. Öyle su içmiş ki derede su kalmamış, kurumuş.
Kireçler midesinde suyla karışınca tepkimeye başlamış ve evran yanmaya başlamış. Yanarken de etrafına çok kötü koku yayılıyormuş. Evranın yanması günlerce sürmüş. Etrafına yaydığı kokuya dayanamayan insanlar bölgeyi terk edip uzunca süre evlerine geri dönememiş.
Şimdi evranın öldüğü yerde hala ot yetişmezmiş. Dağdaki siyahlık evranın kanından, beyazlık ise yediği kireçten gelmiş.
Başka bir efsaneye göre: Tavas ilçesinin Kızılcabölük kasabasının üst kısmında Evran Dağı denen bir dağ varmış. Bu dağda göle benzeyen büyük bir çukurdan bir evran çıkmış. (Bugün hala evranın çıktığı yer belliymiş.) Evran karşısına çıkan tüm canlıları yiyerek dağın zirvesine doğru gidiyormuş. Evran dağı aşıp Denizli tarafındaki tüm canlıları da yemeyi planlıyormuş. Evran zirveye yaklaşınca başına büyük bir taş düşmüş ve evran ölmüş.
Evranın kanı, yağı ve eti dağdaki beyaz zemine yayılmış. Dağda evranın boyu kadar, dağın eteğinden zirveye kadar, bir siyahlık oluşmuş. Şimdilerde dağdaki siyahlık ölen evranın kalıntılarıymış. Dağdaki beyazlık da evranın yağ tabakasıymış.
KAYNAK: http://turkoloji.cu.edu.tr/pdf/metin_turktas_denizli_yoresi_ejderha_efsaneleri.pdf
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız