Yunan Mitolojisinde Zeus ile Demeter’in (veya Styks’in) kızı ve Hades’in karısı olan Persephone, Ölüler Dünyası tanrıçasıdır.
Yeraltına inmeden önce Kore (bakire) adını taşıyan buğday kız, amcası Hades tarafından Sicilya’daki Enna ovasında nergis çiçeği toplarken derin bir yarığın içinden çıkan dört siyah atın çektiği bir arabaya atılarak kaçırılmıştır. Burada Persephone adını alan kız (Yunanca pherein phonon “ölüm getiren”) ayrıca çeşitli kaynaklarda Persephassa, Persephatta, Phersephatta, Pherrephassa, Pherephatta ve Phersephoneia Romalılarca ise Proserpina (Latince proserpere “uzağa atmak) olarak anılmıştır.
Persephone’nin çığlıklarını sadece Hekate duymuş, tecavüze uğradığını ise yalnızca güneş tanrısı Helios görmüştür. Kızının çığlıklarının dağlardaki yankısı Demeter’e ulaştığında acılı anne tanınmamak için başına bir örtü takarak insanların arasına karışmış, yemeden içmeden yeryüzünü dokuz yıl boyunca umutsuzca aramışsa da kızının izine rastlamamıştır.
Bir gün Helios, Demeter’e Hades’in Persephone’u kaçırıp ölüler ülkesine götürdüğünü anlatınca Demeter öfkeyle Olympos’u terk ederek insanlar arasında yaşamaya başlamış, yaşlı bir kadın kılığında Eleusis’e gitmiş ve burada Kral Keleos’un oğlu Demophon’un dadısı olmuştur. Demeter çocuğu ölümsüz yapmak için geceleri çocuğun bedenini ambrosia ile sıvayıp yanmakta olan ateşe tutmuşsa da çocuğun annesi bir gece bu sahneye tanık olup çığlık atınca tanrıça çocuğu şaşkınlıkla ateşe düşürmüştür. Demeter böylece gerçek kimliğini açıklamak zorunda kalmış, Eleusis halkı tanrıçayı onurlandırmak için kendisine bir tapınak inşa etmiştir.
İnsanlar arasında vakit geçirirken toprağı verimli kılma görevini ihmal eden böylece yeryüzünde açlık çekilmesine sebep olan tanrıça, tanrıların öfkesini üzerine çekmişse de toprağı verimli kılmak için ısrarla kızını görmek şartını öne sürmüştür. Zeus bunun üzerine habercisi Hermes’i yeraltı dünyasına göndererek kızı alıp getirmesini istemiştir. Hades, Hermes vasıtasıyla getirilen emri duyunca ağabeyine itaat edip Persephone’yi yeryüzüne göndermişse de kurnazlıkla kıza bir nar tanesi yedirerek geri dönmek zorunda kalmasını sağlamıştır.
Nar tanesi yüzünden yeryüzüne dönme şansını kaybetmesine rağmen, Demeter’in ısrarları sonucunda Zeus araya girerek kızının kış dönemi hariç yılın kalan kısmını yani yılın üçte ikisini yeryüzünde annesinin yanında geçirmesini sağlamıştır. Bazı anlatımlarda Demeter nar tanesini yediği için Hades’e aşık olmuştur.
Eski Mısır efsanelerinde yeraltına inen Osiris’in yeryüzüne dönememesi motifi başka Yunan söylencelerinde de bulunmaktadır. Yunan sanatında Persephone güzel bir kız olarak bereket boynuzu, buğday demeti, tasvir edilmekte, horoz, nar (yeniden doğuş) ve meşale gibi semboller ile birlikte tasvir edilmekteydi. Korinth, Megara, Sparta ve Lokri’de tapınakları bulunan tanrıçaya Boeotia’da olduğu gibi ayrıca Demeter ile birlikte de tapınılmakta olup ekim ve hasat dönemlerinde onuruna 2 ayrı festival düzenlenmekteydi.
Persephone’nin yeraltı ve yeryüzünde süren yaşamı mevsimlerin oluşumuna atıf yaparken, kaçırılmak suretiyle annesinden ayrılarak bir erkekle evlenmesi kız çocukların büyüdüklerinde evlerinden kalıcı olarak ayrılmaları ve bir eş olarak kendi ailelerini kurmaları, topluma farklı bir statüyle yeniden uyum sağlaması sürecinin gerekliliği motifi evliliği neredeyse “ölüm” ile sembolize ederek sunulmaktadır.
Kaynak: Özhan Öztürk- Dünya Mitolojisi
Yorumlar
Mevsimlerin oluşum sebebi bile mitolojik bir hikayeye dayanıyor
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız