Her kültürde aynaya farklı anlamlar yüklenmiştir. Gılgamış Destanı’nda kurtarıcılık özelliği ile ön plana çıkar. Destana göre; Gılgamış ölümsüzlük iksirini bulmak için yola çıktığında Gemici Urşanabi’ye rastlar. Yanlış yolda olduğunu söyleyen Urşanabi, Gılgamış’a ormana geri dönmesini ve orada yüz yirmi küreği kesip meme şeklinde bir ayna yaparak, kendisine geri getirmesini ister. Bunun üzerine Gılgamış ormana gider ve Urşanabi’nin dediği şekilde aynayı yaparak ona verir. Böylece ikisi gemide bu aynayı kullanarak fırtınalı sularla boğuşurlar. Gemide kullanılan bu kürekler, meme biçimindeki aynalar olarak tasvir edilir. Bunlar güçlü kürekler olduğu için geminin suda yürütülmesinde işlevseldir. Dolayısıyla Sümer mitolojisinde ayna, Gılgamış’ın doğru yola koyulmasında önemli rol oynayan bir araç olarak betimlenir.
Yunan mitolojisinde Narkissos’un sudan kendine bakıp kendine aşık olması hayatına mal olmuştur. Ayna bu yüzden ölümcül bir durum barındırmıştır. Yine Yunan mitolojisinde Aphrodite ve Hermes’in oğlu olan Hermaphrodite’in sevgilisi Salmakis için su güzelliğini yansıtan bir aynadır. Hermaphrodite’in dönüşmesi ve Salmakis’in güzelliğini yansıtması sebebiyle ayna, estetiği gösteren ve dönüşüm simgesi olarak betimlenir.
Yunanda yüceliği, estetiği ve bazen paradoksu ifade eden ayna, Antik Mısır’da sonsuzluğu simleyen
Sembollerdendir. Ayna tıpkı mumyalama gibi sonsuz yaşama vurgu yapar. Antik Mısır’da Ankh adı verilen ve birçok Mısır tanrısının yanında bulundurduğu bir işaret vardır. Yaşam anlamına gelen Ankh, güçlü olmayı ve koruyuculuğu ifade eder. Bu işaretin somutlaştığı nesne aynadır. El aynası olarak anlam kazanan Ankh, sonsuzluğa vurgu yapar. Mısırda aynaların şekilleri ise genellikle daireseldir. Bu niteliği dairesel zamana yani ölümsüzlüğe göndermedir.
Ayna Mısır da aynı zamanda güzelliği yansıtan bir araç olarak da görülür. Antik Mısır tanrıçalarından Hathor, ayna ile özdeşleştirilir. Ayna altın kadar önemlidir. Bugün bile aynaların arkasında Hathor’un resmi vardır.
Antik Mısır’da mezarlarda bulunması gereken önemli eşyalardan biri olarak kabul edilirdi. İnanışa göre güneşin ışıkları toprağın altına süzülerek mezarın içine kadar gider ve orada aynada yansır. Bu durum aynanın Mısırlılar için hem bu dünyada hem de öte tarafa yolculukta insan için kıymetli bir sembol olduğunu göstermektedir.
Aztek inancında yaratıcı tanrının çocuğu olan Tezcatlicopa, sigara içen ayna ile sembolize edilir. Tezcatlicopa başının arkasında sigara içen ayna ile ayak ayak üstüne atmış bir tanrı şeklinde tasvir edilir. Buna da Sisli Ayna adı verilir.
İnka mitolojisinde ayna, kabileye savaşlarda doğru yolu gösteren ve fetihleri müjdeleyen bir sembol niteliğini taşır. İnkalar için ayna, kurtarıcılık özelliğiyle ön plana çıkmıştır. And dağlarında yaşayan bu kabilenin efsanevi lideri İnca Yupanqui, rüyasında fethedeceği yerleri bir ayna içerisinde izler. Bu yüzden nereye gitse yanında ayna taşır.
Keltler için ayna, güzelliğe ve ebediliğe vurgu yapan bir fenomendir. Savaşçı ve çiftçi bir halk olan Keltler, önceleri ölülerini toprağa gömerlerdi. Ölülerinin mezarına silah ve ayna bırakmak, onlar için önemli bir gelenekti.
Eski Türklerde ayna, bu dünya ile öte taraf arasındaki sınırı ifade eden bir semboldür. Ayna, baktığında şamanın kendi ruhunu görebildiği, gelecekten haber verdiği ruhlar alemine açılan bir penceredir. Ayna ayrıca bu dünya hakkında bilgiler veren esrarlı bir nesnedir. Ayna, iblisleri veya kötü ruhları ışık saçarak korkutan ve kovan bir araçtır.
Kaynak: https://www.sosyalarastirmalar.com/articles/the-mirror-as-a-mythological-and-religious-symbol.pdf
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız