Aslında bir Ege alışkanlığı olan nikah şekeri kültürünün nereden geldiğini beraber öğrenelim.
Demophon adındaki savaşçı, Truva Savaşı'na gider ve savaştan dönerken Trakya'dan kıyı olarak geçer. Buradan geçerken Phyllis adındaki kral kızıyla tanışır. Tabii Phyllis dünya güzeli ve birbirlerine aşık olurlar. Demophon kızı babasından ister. Babası da "veririm be ya" der. Demophon ve Phyllis evlenirler.
Çiftimiz tam yeni evlenip güzel bir hayat kuracaklarken savaş yeniden patlak verir. Bu yüzden Demophon Truva'ta geri döner. Tabii o zamanlar görüşme imkanı yok şimdiki gibi... Savaş bitince tüm gemiler geri döner ama Demophon geri dönmez. Phyllis limanda kocasını beklmeye başlar. Demophon o kadar uzun süre geri dönmez ki Phyllis beklerken açlıktan helak olur ve ölür.
Phyllis'in bu aşkını gören tanrılar bu aşkı ölümsüzleştirmek isterler. Bunun üzerine Phyllis'i badem ağacına dönüştürürler. Çünkü badme ağacının dalları hiç yaprak vermeden direkt çiçer açar ve dayanıklı bir ağaçtır. Demophon geri dönüp sevgilisinin onu beklerken ağaca döndüğünü görünce çok üzülür. Demophon kavuşamayacaklarını anlayınca gözyaşlarını tutamaz. İşte o dökülen gözyaşlarından da o badem ağacının üzerinde çiçekler açtırır.
İşte bu hikayeye dayanarak da yeni evlenmiş çiftlere özellikle Ege'de ve Yunan kıyılarında, bir kese badem hediye ederler. Yani nikahta şimdilerde ne hediye ediyoruz, bu badem şekerlerini. Artık nereden geldiğini biliyorsunuz.
Yorumlar
Ben de öylesine bir ey zannederdim meğer çok eskiye dayanıyormuş
Çok iyiymiş hiç aklıma gelmemişti bu
Her şeyin mitolojiye bağlanması çok hoşuma gidiyor!
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız