Bugün Almanya, Alman, Cermen ve Germen mitolojisi olarak bildiğimiz şeyler aslında İskandinav mitolojisidir. Bugün de bu mitolojiden kocasına çok sadık bir eşten bahsedeceğiz. Öyle ki kocası öldüğünde üzüntüden kendisi de ölür.
“Vay anasını ne şanslı bir kocaymış, kimmiş bu?” dediğinizi duyar gibiyim. Demediyseniz çok ayıp. Efendim bu şanslı koca Balder. Onun ölümünden şuralarda bir yerlerde bahsettik, hemen hatırlayın bu içerikten sonra. İşte kocası Balder’in ölümünden sonra Nanna yaşadığı üzüntüye dayanamayıp ölü yakma töreninde acısından, kederinden ölür. Bu ne kadar çok sevmektir?
Tanrılar da kocası Balder’in üzüntüsüne dayanamayıp ölen Nanna’yı, Balder’in gemisine kocasının yanına yatırırlar. Fakat bir terslik vardır. Tanrılar bile her ne yaptılarsa gemiyi hareket ettiremezler. Son çare güçlü dişi bir dev olan Hyrrokkin’den yardım isterler. Dişi dev gemiyi kaldırıp denize fırlatır.
Geminin içinde Balder ve eşi Nanna varken dişi devin yaptığı bu saygısız tavra Thor çok sinirlenir. Efsanenin bu kısmının iki boyutu vardır. İlkine göre Thor sinirinden devi öldürmek ister ama tanrılar onu yatıştırırlar. İkincisine göre ise Thor sinirinden devi öldürür. Ateş yakılınca sinirini atamayan Thor, hıncını cüce Lit’den çıkarır.
Lit gece boyu tanrılar arasında koşuşturup can sıkıcı davranır. Koşuşturması Thor’un önüne denk geldiği zaman, Thor cüceye bir tekme atarak onu yanan gemiye fırlatır.
Ölüler diyarı Hel’e giden gemi yanarken, geride kalanları bir üzüntü kaplar. Ama alevler içindeki gemide belki de durum aynı değildir. Çünkü Balder ve Nanna bir daha geri dönemeyeceklerde olsa Hel’de tekrar kavuşurlar. Ve aşk kaldığı yerden devam eder.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız