Kuşların ve yaban hayvanların çok sevdiği böğürtlenin Antik Çağda tıbbi amaçlı kullanımı yaygındır. Plinius, Doğa Tarihi adlı kapsamlı eserinde böğürtlenin beyaz çiçeklerinin toplanıp şaraba konulmasıyla elde edilecek tertibatın, akciğer zarı iltihabı ve çölyak hastalığı tedavisinde oldukça iyi etkisi olduğunu not etmiştir. Ayrıca kökü kaynatılarak anüs ve üreme organlarındaki yaraları iyileştirmek için kullanıldığını aktarır.
Yunan mitolojisinde gün içerisinde üç renge dönüşen bir inekten söz edilir. Gün başında beyaz olan bu inek daha sonra kırmızıya en sonunda da siyaha dönüşür. Bu yüzden de hiç kimse bu ineğin rengini doğru bilemez. Girit kralı Minos’un sevimli ve yaramaz oğlu bir gün fare kovalarken bal dolu bir küpün içerisine düşünce boğularak ölür. Kral Minos kahrını gizlemeden ağıtlar yakar, oğlunun ölümünü kabullenemez. Kral oğlunu tekrar diriltecek kişiyi arar.
Kahinler renk değiştiren ineğin rengini doğru bilen kişinin çocuğu diriltebileceğini söylerler. Bu ineğin rengini bilmek ne kadar imkansızsa çocuğun diriltilmesi de o kadar imkansızdır. Ancak kral yine de bir umut peşine düşmüştür. Tüm kahinlere haber salınır ve uzak diyarlara elçiler gönderilir. Böylece zekasına güvenen pek çok insan Girit’e gelerek kralın sınavına katılmak üzere toplanırlar. Ama hiçbiri karşılarına çıkarılan ve renkten renge giren esrarengiz ineğin rengini doğru bilemez. Beyaz diyecek olsalar inek kırmızı olur, kırmızı deseler az sonra siyaha dönüşür.
Değişken renkli ineğin doğru rengini sadece bir kişi, kahin Koiranos’un oğlu Polyeidos bilecektir. Polyeidos ince zekasını kullanarak ineğin böğürtlen renginde olduğunu söyler. Böğürtlen de tıpkı bu inek gibi başlangıçta beyazken bir süre sonra kırmızı, iyice olgunlaştığındaysa siyah renk olur.
Kehanetin ilk adımı gerçekleşince Polyeidos küçük Glaukos’un cesediyle bir odaya kapatılır. Fakat Polyeidos bir ölüyü nasıl dirilteceğini bilmediğinden şaşkındır. Neyse ki odada gördüğü bir yılan ona yol gösterir. Polyeidos’un küçük çocuğa zarar vermesin diye öldürdüğü yılanın yanına gelen başka bir yılan ağzında tuttuğu bir otla ölü yılanı diriltir. Zekası kıvrak Polyeidos yılanın ağzındaki otu kaptığı gibi Glaukos’un ölü bedeninde dolaştırır ve böylece onu diriltir.
Finlandiya’nın ulusal destanı olan Kalevala’da, dünyanın yaratılışı ve pek çok efsanenin yanı sıra Marjatta adlı kızın hikayesi de anlatılır. Buna göre bakire Marjatta bir gün ona, kendisini yemesi için yalvaran bir böğürtleni yedikten sonra hamile kalır. Zavallı MArjatta’nın evlilik dışı doğan bebeğinin öldürülmesi istenir. Ancak gökyüzü tanrısı Ukko, Marjatta’yı ve bebeğini sahiplenir. Bu çocuğun Finlandiya’nın hükümdarı olmasını emreder. Böğürtlen Fince ‘marja’ olarak karşılık bulur ve Maria’ya (Meryem) benzetilir.
Marjatta mitosu Finlandiya’ya Hristiyanlığın gelişinin bir etkisi olarak değerlendirilir.
Yorumlar
Çok iyi zeka sorusu değil mi? :)
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız