FALAK
Yılan figürü efsanelerden kutsal kitaplara kadar tarih boyunca birçok hikâyede anlatıldı. Tıpkı İncil’de Adem ve Havva’yı ayartan hayvan olarak yer alması gibi.
Falak da yılan figürünün Ortadoğu mitolojisi sahasındaki adı. Cehennemin derinliklerinde, cenneti, dünyayı ve hatta cehennemi yutmak için bekleyen bir yılan. Zamanın başlangıcında yaratılan bu yaratığın, dünyanın sonu geldiğinde ortaya çıkacağına ve günahkârları yutacağına inanılır. Hatta Falak, Harry Potter’da da karşımıza çıkan, Orta Çağ Avrupası’na ait efsanelere konu olan Basilisk’ten çok daha büyük ve korkunç.
Antik Mısır mitolojisinde ise aynı yaratık Apep olarak adlandırılıyor. Apep Güneş Tanrısı Ra’yı öldürmeye çalışır, başarısız olur. Yeraltında kalır ve depremlere neden olur.
İskandinav mitolojisinde ise benzer özelliklere sahip bir yaratık olarak, Loki’nin çocuğu Jormungand yer alıyor. Bu yaratık, kendi kuyruğunu yutan Ouroboros gibi, kendi kuyruğunu ağzında tutarak pullu gövdesiyle gezegeni sarmalıyor. Falak gibi Jormungand da Ragnarök olarak adlandırılan kıyameti beklemesiyle ünlü.
BAHAMUT
Ortadoğu mitolojisi anlatılarına göre devasa bir balık üzerinde bir boğa durur ve o boğa da, üzerinde dünyayı, altı cehennemi ve yedi cenneti taşıyan bir meleği tutar. Bu denge halinin en altında da Falak yer almaktadır. O balığın adı Bahamut / Balhut olarak geçer. Farklı kaynaklarda Bahamut’un başının bir fil ya da su aygırına benzediği; bazılarında ise kanatlı bir deniz yılanı olduğu anlatılıyor.
Fars asıllı alim Zekeriyyâ bin Muhammed el-Kazvînî’ye göre ise bir melek, balığın altında bir sütun gibi durur ve her şeyi onun üzerinde tutmaktadır.
Bahamut’un Hristiyan ve Yahudi kutsal metinlerinde adı geçen Behemeoth ve Livyatan deniz yaratıklarının birleşiminden de ortaya atılmış olabileceği kaynaklarda anlatılıyor.
Bunlarla birlikte Jorge Luis Borges Düşsel Varlıklar Kitabı’nda Bahamut’un muazzam olduğundan ve insanların onu görmeye dayanamayacağından bahsediyor.
RUKH
Büyük kuş figürü efsanelerde sıkça rastladığımız bir yaratık türü. Ortadoğu mitolojisinde ise devasa bir yırtıcı kuş şeklinde karşımıza Rukh (Roc) çıkıyor. Marco Polo bu kuşun pençelerinde bir fili taşıyabilecek kadar büyük olduğunu anlatır ve Madagaskar’da yaşadığını söyler.
Bu kuşu gördüğünü söyleyen diğer bir gezgin İbn Battuta ise onu genellikle beyaz renkte olduğunu ve kanatlarının çok geniş olduğunu iddia eder; Çin denizlerinin üzerinde “uçan bir dağ” olarak tanımlar.
Binbir Gece Masalları’nın birçok yerinde de bu kuş hikâyelere konu olmuştur. Hatta efsanevi denizci Sinbad bu kuşla birçok kez karşılaşmıştır. Bu devasa kuş, farklı milletlerin efsanelerinde farklı isimlerle ya da birkaç farklı özelliklerle anılıyor. Simurg, Zümrüdüanka, Anka, Feniks, Hüma ve Tuğrul bu isimlerden bazılarıdır.
DANDAN
Büyük bir deniz canavarı olan Dandan,yine Binbir Gece Masalları’nda karşımıza çıkan yaratıklardan biri ve Bahamut’un farklı bir versiyonu sayılıyor. Bu balık öyle büyük ki, koca bir gemiyi tek bir lokmada yutabilir.
Binbir Gece Masalları’nda bu balık şöyle anlatılıyor:
“Balıkların en büyüğü ve düşmanlarımızın en vahşisi. Cüssesi karadaki tüm yaratıklardan daha büyük ve eğer fil ya da deveyle karşılaşacak olsaydı, onları bir hamlede yutardı.”
Ayrıca Dandan’ın ciğerlerinden elde edilen yağ mucizevi sayılıyor. Eğer biri vücudunu o yağ ile kaplarsa, deniz altında nefes alabilir.
SHADHAVAR
İran halk hikayelerinde oldukça ünlü olan Shadhavar, Sadhuzag ya da Aras olarak da adlandırılabiliyor. Ceylana benzeyen bu yaratık üzerinde 42 deliği olan (bazı efsanelere göre 72) tek boynuza sahip. Bu boynuz flüte benzer büyüleyici bir ses çıkarıyor. Bu tınıyı duyan herkesin bir süre durup dinlemesine sebep oluyor. Diğer yandan eğer rüzgar ters yönde eserse melodi farklı bir vızıltıya dönüşerek duyanı hüzne sürüklüyor.
WEREHYENA
Werehyena şekil değiştiren bir sırtlan. Gece dolaşan bu yaratık vampirler gibi canlıların boyunlarını ısırıp kan içmeyi seviyor. Eski Yunan, Arap ve Fars hikâyelerinde anlatılan bu canavar avlarının kanını içerek öldürüyor.
Afrika folklorunda ünlü olan Werehyana insan şeklindeyken demircilik, odunculuk ve şifacılık gibi insanların yaptığı işleri tercih ediyor. Werehyanalar gözleri ile kurbanlarını hipnotize ederek trans benzeri bir duruma sokabiliyor.
AL Mİ’RAJ
Sarmal boynuzlu devasa sarı bir tavşan Al Mi’raj (el-Mi’rac). Bazı hikâyelerde geçtiğine göre Hint Okyanusu’nun ortasındaki Ejderha Adası’nda yaşıyor.
Bir efsaneye göre Makedonya kralı Büyük İskender, vahşi ada ejderhalarını zehirle doldurduğu boğalarla besleyerek yendi. Bunun üzerinde ada halkı ödül olarak bu tavşanı ona sundu.
Tarihçi Zekeriyyâ bin Muhammed el-Kazvinî eserinde Al Miraj’dan şöyle bahsediyor:
“Bu tavşan etoburdur. Boynuzunu, kendinden büyük avlarını yemeden önce saplar. Bu tavşandan kurtulmak güvenilir bir cadının büyüsüyle mümkün olur.”
Kaynak: 1
Yorumlar
ÇOK DAHA FAZLASI İÇİN MİTOLOJİ KATEGORİMİZDE GEZİNMEYİ UNUTMAYIN!
Ben hepsini ilk kez duydum
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız