Oyuncak bebeklerden korkar mısınız? Korkmuyorsanız bile onları biraz ürkütücü buluyor musunuz? Ben korkmuyorum ama biraz ürkütücü buluyorum. Başkaları da böyle düşünüyor olsa ki kitaplara, filmlere oyuncakların laneti pek çok kez konu oldu. Peki ama neye dayanıyor bu hikayeler? Mitoloji ve kültürlere!
Chucky, Annabelle gibi isimleri daya önce duymuşsunuzdur. Bugün size daha önce duymamış olabileceğiniz bir lanetli bebekten bahsediyoruz: Okiku bebeği laneti.
Hokkaido'nun Perili Bebeği olarak da bilinen Okiku bebeği, aslında şirin bir oyuncak. Japonya’daki Hokkaido bölgesinde bulunan Mannenji Tapınağı'nda tutulan bebek, küçük bir kızın ruhunun esiri olarak karşımıza çıkıyor.
1918 yılında başlayan olay, 17 yaşında Eikichi Suzuki isimli genç bir kızın, henüz 2 yaşındaki küçük kız kardeşine bu oyuncak bebeği satın almasıyla başlıyor. Geleneksel bir Japon bebeğini andıran Okiku, Eikichi Suzuk’in ilk görüşte dikkatini çekiyor ve kardeşinin ne kadar çok seveceğini düşünüp cebindeki son parasıyla bu bebeği satın alıyor.
Bebeği kardeşine verdiğinde kardeşinden de beklediği tepkiyi alıyor ve kardeşi bu Okiku bebeği çok seviyor.
Küçük bir kız çocuğunun kolayca ilgisini çekebilecek olan bebek 40 cm boylarında, üstüne geçirilen geleneksel kimonosuyla ve siyah çene hizasındaki göz kamaştırıcı saçlarıyla başkalarının da ilgisini çekiyor. Küçük kardeş Kikuko oyuncakla herkesten derin bir bağ kuruyor ve gittiği her yere onu da götürüyor, asla yanından ayırmıyor ve geceleri bile onunla uyuyor.
Bebeğine isim vermek isteyince kendi adına benzeyen Okiku adını koyuyor ve o günden itibaren oyuncak bu isimle anılmaya başlıyor.
Kikuko, ablasının hediyesi olan bu oyuncak bebeği, 2 yaşından 3 yaşına kadar hiç yanından ayırmasa da tam 1 yıl sonra kader ağlarını örüyor ve küçük kız, ağır bir nezleye yakalanıp yatağa düşüyor. Hastalığın pençesinden kurtulamayan Kikuko, henüz 3 yaşındayken hayata gözlerini yumuyor ve ondan geriye yalnızca çok sevdiği oyuncak bebeği Okiku kalıyor.
Kikuko’nun ailesi, ufak kızın çok sevdiği Okiku bebeği ne kadar onunla birlikte defnetmek istese de dönemin kuralları buna müsaade etmiyor ve bu yüzden aile, kızlarının anısını yaşatmak için bu bebeği, evin en kutsal köşesine, Budist mabedine kaldırıyor. Her gün kızlarını anmak ve anısını yaşatmak için bu bebeğin önünde dua ediyorlar.
Yine böyle günlerden birinde bebeğin önünde dua eden aile, Okiku’da bir gariplik olduğunu fark ediyor ve bu gariplik karşısında hepsi son derece tedirgin oluyor. İddiaları ise bebeğin çene hizasındaki saçlarının belirgin şekilde uzamaya başladığı yönünde oluyor. Aile küçük kızları Kikuko’nun ruhunun, Okiku bebeği esir aldığı ve hala ailesiyle bir arada yaşadığı düşüncesi tüm aileyi ele geçiriyor ve de korkutuyor. Oyuncak bebeğin saçlarının günbegün uzadığına şahit olan aile bu olaya daha fazla şahit olmak istemiyor ve tarihler 1938 yılını gösterdiğinde uzun yıllardır yaşadıkları evden taşınmaya karar veriyor.
Yaşadıkları evden taşınma kararı alan ailenin lanetli olarak adlandırdıkları Okiku bebeği yanlarına almak istememesi üzerine, onu Mannenji Tapınağı'ndaki keşişlere emanet ettikleri biliniyor. Bebek üzerinde inceleme yapan uzmanlar ise çok daha ürpertici bir iddia ortaya koyuyor ve Okiku’nun uzayan saçlarının gerçek bir insan saçı olduğu belirtiliyor. Ailenin teslim ettiği günden beri tapınakta yaşayan oyuncak, gösterime açık bir şekilde, günümüzde de sergileniyor. Görenler ise Okiku’nun saçlarının şu an dizlerine kadar uzamış olduğunu söylüyor. Olayın yaşandığı tarihi düşünürsek, Okiku’nun kanlı canlı saçlarının bugün yerleri süpürmesi, metrelerce uzamış olması gerekiyor fakat tapınaktaki kesişlerin Okiku’nun saçlarını belirli aralıklarla kestiği bilgisi bu noktada devreye giriyor.
Bundan etkilenmediyseniz bir diğer iddiaya göre bebeğe yakından bakanların, ağzının içindeki dişlerin de tıpkı bir insan dişi gibi büyüme gösterdiği yönünde iddiaların var olması.
Ben biraz ürktüm… Siz ne durumdasınız?
Yorumlar
Çok ürkütücü ama bebeği göresim de geldi...
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız