Japon kültürünün en ünlü halk hikayelerinden birinin kahramanı olan Urashima Taro, köyün birinde yaşlı annesiyle birlikte yaşayan iyi kalpli ve merhametli bir gençtir. Bir gün sahile balık tutmaya gittiğinde bir grup çocuğun ellerindeki değneklerle bir kaplumbağaya sataştığını görür. Çocukları yapmamaları için uyarır ama çocuklar onu dinlemezler.
Urashima Taro çocuklara para vererek kaplumbağayı rahat bırakmalarını sağlar. Ardından kaplumbağayı alıp denize bırakır. Birkaç zaman sonra kaplumbağa geri döner ve Urashima Taro’yu bulur. Yapılan iyiliği unutmayan kaplumbağa, karşılığında Urashima Taro’yu Deniz Krallığı Sarayı’na davet eder.
Kaplumbağayla birlikte deniz altına giden Urashima Taro, orada güzeller güzeli bir prensesle karşılaşır. Günlerini prensesle ve çeşitli deniz canlılarıyla birlikte geçirir, mutlu mesut yaşar. Ancak bir süre sonra yeryüzündeki yaşlı annesini hatırlar ve deniz altındaki yaşamından sıkıldığını fark eder. Konuyu prensese açtığında prenses gitmesine izin verir. Yalnız bir şartı vardır: ona hediye ettiği kutuyu asla açmayacaktır.
Urashima Taro yeryüzüne döndüğünde ne annesini yerinde bulur ne de evini. Üstelik her şey değişmiştir. Yoldan geçen bir adama evine ne olduğunu sorar. Adam, orada 300 senedir ev olmadığı cevabını verir. Deniz altında yaşadığı 3 yıl, yeryüzünde 300 seneye bedel olmuştur. Çok üzülen Urashima Taro, prensesin verdiği kutuyu hatırlar ve içinde ne olduğunu merak eder. Sözünden dönerek kutuyu açar ve anında yaşlı bir adama dönüşür...
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız