Bir zamanlar sadece Kyrene’de (Libya) yetişen, büyük ihtimalle ferula cinsi olan Silphium, Romalılar ve Yunanlıların yemeklerinde eksik etmediği sarımsağı andıran bir baharattı.
Söylenceye göre Apollon ile bir peri olan Kyrene’nin çocuğu olan Aristaios doğar doğmaz Gaia’ya (yer) ve mevsimlere emanet edilmişti. Ayrıca Apollon’un onu yarı at yarı insan Kentauros Kheiron’a eğitilmek üzere verdiği de söylenir.
Etrafı bilgelerle çevrili bir çocukluk geçiren Aristaios arıcılığı, hayvanlarla geçinmeyi, bitkilerin şifalı dilini çözmüştü. Silphium’un da onun tarafından keşfedildiği ve annesi Kyrene’nin ülkesine armağan olarak verildiği anlatılır.
Silphium, antik çağda özellikle kadınların doğum kontrol amacıyla imdadına yetişen bir bitkiydi. Roma döneminde öylesine değerlenmişti ki altın ve gümüşlerin yanında saklanıyordu. Romalı yazar Plinius, bu bitkinin Libya’da bulunan Romalı tacirler tarafından fark edilerek Roma imparatoru Nero’ya gönderildiğini yazmaktadır.
Tarlada otlayan bir koyun şayet silphium yerse olduğu yerde uyuyakalırdı. Eğer bir keçi silphium yerse o da yüksek bir sesle hapşırırdı. Anlatılana göre Libya’nın meşhur silphiumunu son yiyen imparator Nero oldu. Çünkü burada bu bitkiye bir daha rastlanmadı.
Silphiumun Ermenistan ve İran’da yetişen bir çeşidi de vardı ancak bu Libya silphiumunun yerini dolduracak nitelikte değildi.
Kimilerine göre Romalıların bu bitkiye olan aşırı düşkünlüğü silphiumun neslinin tükenmesine yol açmıştı.
Biz insanlar nice canlının neslinin tükenmesine sebep olduk maalesef...*
*Mitolojiden duyar kasan editörler vardır...
Yorumlar
İnsanlığın ilk doğa katliamlarından birisi
Cidden tüketmişler
Mitolojiden duyar kasan da bir ben mi varım acaba :)
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız