Kabile dünya görüşü ilkin toplumsal bilinç düzeyi gibi (psikolojik (ruhsal) mitoloji ve etno mitoloji). Toplumsal bilinç sorununun kökleri mitolojinin en eski dönemlerine kadar uzanıyor. Toplumsal bilincin türleri ortaya çıkmadan önce ona alt şuurdan önceki içgüdüsel bilinç, biyolojik bilinç gibi aşamaları da özgüdür. İlkel insanların yaşadıkları en eski tarihi dönemler onun henüz doğadan ayrılmadığı düşünce ile düşüncesizlik arasındaki zamana rastlıyor. Bunun adına bilimde içgüdüsel bilinç denilmektedir. Bu bilinç biçimi genellikle dört ayaklılarda olur, ilkel insanın yaşadığı mağara döneminde onların dört ayaklı şekilde var olması hakkında da bilgiler vardır.

Aklın hissine tepki vermek, meyvenin, gilemeyvenin vs. elde edilmesine özel beceri alışkanlıklarının oluşması, iş aletlerinin icadı, çiftçilik ve hayvancılık hayatının başlangıç süreçleri biyolojik bilincin oluşmasına katkı sağladı. Bu ise tarihsel bilince geçişin mümkünlüğünü gerçekleştirdi. İçgüdüsel bilinçte kabile anlayışından hiçbir söz gide bilmez. Kabile nispeten gelişmiş, belli birikime sahip olan eski insanların birlik biçimidir. İçgüdüsel bilinçli hayvandan ayrılmayan en eski insan tipinin bütün hareketleri gayri- doğal davranışa dayanır, hiçbir insanlık kuralları olmuyor, bu aşamada onlar sürü halinde yaşamaya eğilimli olmuş, birbirinden üstün özelliklerine de sahip olmamışlardır.

Sırf içgüdüsel ve biyolojik şuuru kabile dünya görüşüne ait etmeyip, onları başlangıç noktası olarak değerlendirmeyi gerekli görüyoruz. Böyle erken bilinç kavramları sonradan kabile dünya görüşünün oluşmasına katkı sağlıyor, buna rağmen kabile bilincinin kuruluş tarihi hakkında kesin görüş bildirmek mümkün değildir. Ancak bu süreci kabile yerleşim normlarının teşekkülünün başlangıcına aittir. Tam olarak kabile bilincinin ve bu bilincin biçimlendirdiği kabile dünya dünya görüşü ilkel insanların ortak yerleşim dönemine ait olduğu şüphesizdir. Bu arada birge yerleşim döneminde eski insanların taklit yoluyla belirli dil alışkanlıklarına sahiplenmesi ve basit fikri ifade etmek için zor formlarından kullanma becerisi da dile sahip olmanın yolunda ilk adımlar olarak değerlendirilmelidir.

 

Kaynakça: TÜRK MİTOLOJİSİ – Ramil ALİYEV