Mumyanızın yanında Ölüler Kitabı’nın olması, ölümden sonraki yaşamda hayatta kalmanızı güvence altına almak için yeterliydi. Krallık mezarlarında, Kapılar Kitabı ve Mağaralar Kitabı gibi başka tomarlar da bulunmuştur; ancak tarihçiler, bunların muhtemelen süsleme amaçlı olduğuna inanmaktadır.
Akh’ınız sağ salim labirentten çıktıktan sonra yargı salonuna ulaşırdı. Burada 42 tanrı sizi sınamak için bir görüşme masasında beklerdi. Akh’nız, sizin gerçekten ne kadar harika bir kişi olduğunuzu, hayattayken ne kadar güzel bir hayat sürdüğünüzü anlattığı bir dizi konuşma yapardı: "Hiçbir insanı aç bırakmadım, Çocukların rızkından süt çalmadım, Yeşilliklerde otlayan hiçbir hayvanı uzaklaştırmadım, Tanrıların önünden pastalarını ya da adaklarını alıp kaçmadım."
Birkaç yanlış yapmışsanız mezarınızın duvarlarına büyüler yazılır ya da Ölüler Kitabı’na yüce divan önüne çıkınca durumu düzeltmenizi sağlayacak alıntılar eklenirdi.
Fotoğraf, Hunefer'in Ölüler Kitabı'ndaki birçok güzel vinyetten (illüstrasyon) birinin mükemmel bir örneğidir. Sahne soldan sağa doğru okunur. Solda Anubis, Hunefer'i yargı alanına getiriyor. Anubis ayrıca yargı ölçeklerini denetlerken de gösterilmiştir. Hunefer'in bir çömlek olarak gösterilen kalbi, bu bağlamda 'doğru olan' anlamına gelen Maat'ın, yerleşik düzenin simgesi olan tüyle tartılıyor.
Antik Mısırlılar, kalbin duyguların, aklın ve karakterin merkezi olduğuna ve dolayısıyla bir kişinin yaşamının iyi veya kötü yönlerini temsil ettiğine inanıyorlardı. Kalp tüyle dengede olmazsa, ölü kişi yok olmaya ve burada gösterilen yarı timsah, yarı aslan ve yarı su aygırı olan vahşi 'yiyici' tarafından tüketilmeye mahkum edilirdi. Mısır Yeni Krallık Dönemi, 19. Hanedan, MÖ 1275 civarı. British Müzesi.
Kaynak: Dünya Mitolojileri
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız