Mitsel anlatılar; bir inancın doğru ya da yanlışını, materyalist verilerin alt yapısında var olan ruhsal, psikolojik ya da sembolik yönlerine göndermeler yaparak incelemelerde bulunur.
Mitoloji, var olmuş, var olacak ya da yok olacak dinlerin kökenini olayların zamanla değişen ancak "özleri" benzer temsilcilerini gün ışığına çıkarır. Bir inancın sahip olduğu kavramlar, karakterler, mucizeler bilimsel anlamda mitsel olabilir. Mitolojide inançların anlatımlarındaki yanlış ya da doğru yorumlarından ziyade terimlerin kültürel, sembolik ya da ruhani devamlılığı esastır.
Dinler ve Medeniyetler Tarihi ve Felsefenin doğusuna ışık tutan Mitoloji Biliminin kendini var etme olgusu ise Kaos ile başlar. Düşünürler için kaos; theogonia (tanrıların doğuşu) ile kosmogonia (evrenin doğuşu) gibi problemlerin çözümünü gerektirir.
Kaostan doğan evrenin, dünyanın ve tanrıların kökeni, varoluşlarının en erken anlatımı Hesiodos'ta karşımıza çıkar. Hesiodos anlatımlarında tanrıların ortaya çıkışını anlatılırken, aslında yeryüzünün, dağların, mağaraların, denizlerin, ırmakların, içinde kuşların uçtuğu hava boşluğunun, gökyüzü ile gök cisimlerinin ortaya çıkışını resmeder. Kaostan doğan Kosmos. Yoktan var olan varlık...
Dünyanın yeniden yaratılabilmesi için önce yok olması gerektiği anlayışı zamanla evrilerek kralın ya da tanrının ölüp yeniden dirilmesini ve düzeni sağlaması gerekliliğine dönüşür. Düzen sağlanana kadar evrende yaşanan tüm olumsuzluklar ise tanrının ölümü ile başlayan Kaos ‘tur. Kaos doğanın ölümü ile tüm evrende düzeni alt üst eder. Kozmosun düzeni farklı farklı dönemlerde Adonis, Osiris, Attis, Tammuz, Dumuzi, Dionysos, İsa ile sağlanır.
Dememiz o ki;
Hayata, evrene, dünyaya, kainata ve aynaya nasıl baktığınız son derece önemlidir.
Kaos'un bizlere ne getireceğini kim bilebilir ki? Kim bilir belki de her şey yine yeniden başlar…
Kaynak: mitologoscom
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız